Yerel Yönetimlerin Türk Kültürünün Korunmasına Katkısı
İbrahim BALTALI / Gazeteci
Belediye ve nahiyeler insanların ihtiyaçlarını karşılayan; sosyal, kültürel sorunlar karşısında çözüm yolları üreten ve yaşam kalitesi konusunda çalışmalar yapan kurumlardır. Küçük yerleşim yerlerinde, insanlarımızla iç içe yaşayan ve adeta bir ‘danışma merkezi’ hüviyetine bürünen bu kurumlar asil görevlerinin (altyapı çalışmaları gibi) yanı sıra, halkın sosyal, ekonomik ve günlük hayatına yönelik çalışmalar yapmak zorundadırlar. Avrupa Birliği’nde gelinen son durumda belediyeler büyük önem kazanmıştır. Belediyelerin bu önemi kendilerine yüklenen yetkilerden kaynaklanmaktadır.
Batı Trakya’da, Türklerin yoğun olarak yaşadığı bölgelerdeki belediyelerin Türk kültürüne katkıları, Türkiye’den gelen sanatçılar ve folklor ekiplerine ev sahipliğiyle sınırlıdır. Susurköy Belediyesinin her yıl düzenlediği ‘Kiraz Festivali’nde Batı Trakya’da yer alan çeşitli dernekler Türk kültürüne ait folklorik gösteriler sunmakta ve el sanatları sergileri düzenlenmektedir. ‘Seçek’ bölgesinde, Seçek Derneği tarafından düzenlenen yağlı güreşler ve kültürel etkinliklere, Mehrikoz Nahiyesi katkı sağlamaktadır. Rodop ilinde, Hemetli Nahiyesi tarafından ‘Alantepe’ denilen mevkide her yıl yağlı güreşler ve kültürel etkinlikler halkımızın beğenisine sunulmaktadır. Geçtiğimiz yıllarda Gümülcine Belediyesi, Batı Trakya’lı genç bir şairimizin kitabının Türkçe-Yunanca olarak yayınlanmasına katkı sağlamıştır. Mustafçova Belediyesi Şahin Köyü’nde belediye kütüphanesini hizmete açmıştır. Bütün bu sayılanlar bize göre Türk kültürüne sağlanan bir katkıdır.
Son olarak 2006 yılında çıkarılan 3463 sayılı Belediyeler ve Nahiyeler Yasası daha demokratik, daha çok sosyaldir. Yeni yasada belediyelerdeki meclis üyesi sayısı azaltılırken, nahiyelerde arttırılmaktadır ve %42 ile ilk haftada seçilmeyi öngörmektedir. 2006 yılında çıkarılan yasanın Batı Trakya’da yaşayan Türkler için en büyük avantajı ise İskeçe ilinde Gökçeler nahiyesinin belediyeye dönüşmesi olmuştur. Belediyeler ve Nahiyeler Yasası’nın üçüncü bölümünün 75’nci maddesinde bu kurumların yetkilerinden behsedilmekte, belediye ve nahiye yöneticilerinin bölgesel sorunlar hakkında sorumlulukları ve yetkileri belirtilmektedir. Kalkınma, temizlik, trafik, ulaşım, sağlık, çevre düzenlenmesi, istihdam, sosyal güvenlik ve bunlara benzer konularda bir dizi yetki bu kurumlara teslim edilmektedir.
Yeni yasanın 75. maddesinin 6. fıkrasında; eğitim, kültür ve spor konularında belediye ve nahiyelerin yetkileri düzenlenmiştir. Özellikle bu madde, daha çok kültürel ağırlıklı olduğundan dolayı, Batı Trakya’da yaşayan Türk Azınlık mensuplarını çok yakından ilgilendirmektedir. Bahsedilen maddede aşağıdaki yetkiler belediye ve nahiyelere devredilmektedir:
1- ‘Birinci ve ikinci dereceli okulların araç, gereç ve bina ihtiyaçlarının karşılanması, tamir ve bakımlarının yapılması; özellikle de temizlik ihtiyaçları ile güvenliğin sağlanması.
2- Kütüphanelerin kurulması ve çalıştırılması.
3- Çocuklar için yaratıcı merkezlerin kurulması ve çalıştırılması.
4- Trafik eğitimi verecek parkların kurulması ve çalıştırılması.
5- Bölgesel kültürün, bölgede üretilen kültürel değerlerin, yapıtların tanıtımı ve korunması için; kültür merkezleri, müzeler, sergi salonları, sinemalar, tiyatrolar, konservatuarlar, dans okulları, resim, heykel v.b. konularda politikaları uygulamaya sokmak.
6- Müzelerin, anıtların, mağaraların, arkeolojik ve tarihi yerler ile bunlara ait yapıların korunması.
7- Devlet veya özel şahıslar tarafından bağışlanmış geleneksel ve tarihi okul binalarının bakım ve tamiratlarının yapılması.
8- Konserler, tiyatro gösterileri ve diğer kültürel etkinlikleri düzenlemek ve bunlara katılmak.
9- Öngörülen yasaya göre; ülke, Avrupa ve uluslar arası düzeylerde kültürel değişimleri gerçekleştirmek.
10- Kültür turizmini geliştirmek.
11- Spor sahalarının, belediye ve nahiye spor salonlarının, halka açık spor alanlarının; yapımı, bakımı ve çalıştırılması.
12- Toplu spor programlarını desteklemek, uygulamak ve spor etkinlikleri düzenlemek. ’ ,
Yukarıda sıralanan maddelerden de anlaşılıyor ki belediye ve nahiyelerin yetkileri epey artmakta ve genişlemektedir. Bu bağlamda Türklerin yaşadıkları bölgelerdeki belediye ve nahiyelere yoğun iş düşmektedir. Yeni yasayla adeta kabuk değiştiren belediye ve nahiyelerimiz, artık küçüklük kompleksinden kurtulmalıdırlar. Bu gün için Gümülcine belediyesinin yetkileri ile; Kozlukebir, Sirkelli, Susurköy, Mustafçova ve Gokçeler belediyelerinin yetkileri arasında fark yoktur. Burada önemli olan, belediye ve nahiye başkanlarının yaşanan siyasi konjonktürle uyumlu çalışması; yaratıcı, bilgili, eğitimli olmaları; milli, kültürel ve manevi değerlere önem vermeleri ve saygı göstermeleri; ulusal ve uluslar arası gelişmeleri iyi takip etmeleridir.Batı Trakya’daki Türk Azınlığı’n yaşadığı bölgelerdeki belediye ve nahiyelere, yeni belediyeler ve nahiyeler yasasını da baz alarak, aşağıdaki önerileri sunmak istiyorum:
1- Yerel yönetimlerdeki Türk belediye ve nahiyeleri, Avrupa Birliği fonlarından daha etkin bir şekilde yararlanabilmeleri için, mevcut iktidarların hazırlamış oldukları AB destekli programlara, halkın sosyo-ekonomik ihtiyaçlarını da göz önünde tutarak projeler sunmalıdırlar.2- Türk belediyelerde halkın çoğunluğu tarım ve hayvancılıkla uğraşmaktadır. Son yıllarda, tütün fiyatlarında meydana gelen ani düşüşler insanlarımızı geçim sıkıntısı içine sokmuştur. Tütüne alternatif ürünler konusunda belediyelerimiz gayret göstermeli, yeni ve uluslar arası piyasalarda rağbet gören ürünleri araştırmalıdırlar. Ayrıca, her belediyenin kendi bölgesine has ürünlerin, üreticiler tarafından paketlenmesi ve piyasa şartlarına hazırlanması yönünde teknik ve pazar desteği sağlamalıdırlar.
3- Türk belediye ve nahiyelerin Avrupa Birliği programlarından daha çabuk haberdar olabilmeleri, yeni ürünleri ve istihdam olanaklarını ilk elden öğrenebilmeleri için Avrupa Birliği’nin kalbi sayılan Brüksel’de bir irtibat bürosu açmalıdırlar.
4- Bölge halkının kültürel mirasını ve folklorik değerlerini araştırmak, ortaya çıkarmak, yaşatmak ve yarının nesillerine aktarabilmek için belediyelerimizde ‘Kültürel Kalkınma Teşkilatları’ kurulmalıdır.
5- Kozlukebir veya Sirkelli belediyelerinde halkın geçim kaynağı neredeyse yüzde yüz tütüne dayanmaktadır. Kaliteli tütünün nasıl yetiştirileceği konusunda konferanslar, araştırmalar yapacak ve bunları kültürel etkinliklerle destekleyecek bir ‘Tütün Festivali’ dönüşümlü ve ortak bir şekilde düzenlenmelidir.
6- Susurköy belediyesinin her yıl düzenlediği ‘Kiraz Festivali’ daha kapsamlı hale getirilerek, kirazın ulusal ve uluslar arası piyasalara nasıl pazarlanabileceği araştırılmalıdır. Kirazın piyasa şartlarına hazırlanabilmesi yönünde üreticiler ‘Kiraz Üreticileri Kooperatifi’ çatısı altında birleşmeli ve belediye de bu konuya öncülük etmelidir. Festival, ulusal ve uluslar arası kültürel ve sportif aktivitelerle desteklenmelidir.7- Gençliğin sorunlarını tartışabileceği, enerjisini harcayabileceği, sosyal, sportif ve kültürel yönden gelişmesine yardımcı olabilecek, onları bağımlılık yaratan maddelerden koruyabilecek ‘Gençlik Merkezleri’ kurulmalıdır.
8- Belediyelerimizde, üçüncü yaş dediğimiz yaşlılarımızın hoşça vakit geçirebilecekleri, sosyal ve sağlık problemlerinin çözüme kavuşturulabileceği ‘Yaşlılar Merkezi’ kurulmalıdır.
9- Belediye ve nahiyelerimizde kadınlarımıza yönelik; anne-çocuk sağlığı, yemek kültürü, beslenme, ev ekonomisi, sosyal- psikolojik destek v.b. konularda bilgiler verecek ‘Kadın Merkezleri’ kurulmalıdır.
10- Belediye ve nahiyelerimizde, ilkokul, ortaokul ve lise düzeyinde çocuklara hitap edebilecek ve halkın genel okuma ihtiyacını karşılayabilecek türde genel kütüphaneler veya okuma evleri vakit geçirilmeden kurulmalı, bunlar çağımızın teknolojisi olan bilgisayarlarla donatılmalıdır.
11- Doğa koşullarının zor ve toprağın kısıtlı olduğu dağlık nahiyelerimizde, genç kızlarımıza el sanatlarını geliştirici ve eğitici kurslar açılmalıdır.
12- Belediye ve nahiyelerimizde, ilkokul öncesi çocuklara yönelik; çocuk yuvaları, çocuk merkezleri v.b. kurumlar açılmalıdır. Burada eğitim verecek personel aynı bölgeden ve azınlık insanından olmalıdır.
13- Önemli bir kurum olan ve tarımla uğraşan insanımızın en çok uğradığı yerlerden biri olan ‘Yunanistan Zıraat Bankası - ATE’ belediye merkezlerimizde şubeler açmalıdır. Bu bağlamda, diğer devlet hizmet birimleri olan; vergi dairesi, İş ve İşçi Bulma Kurumu, posta ve telefon İdareleri de belediye merkezlerimize gelmelidir; personel alımında da bölgede ikamet eden ve azınlıktan olan kişilere öncülük tanınmalıdır.14- Yurtdışından benzer ve eşit koşullara sahip belediyelerle kardeşlik kavramı geliştirilmeli ve daha yaratıcı fikirler konusunda çalışmalar yapılmalıdır.
15- Belediye ve nahiyeler halkın yaşam biçimini, dini, milli ve kültürel özelliklerini de dikkate alarak; dinlenme ve kültürel amaçlı sosyal tesisler, parklar kurmalı ve bunların işletmeciliğini de bölgede ikamet eden azınlık insanı yapmalıdır.Sonuç itibariyle yukarıda sıralananlar hayal değildir. Bunların bir çoğu çoğunluk insanının yaşadığı belediyelerde uygulanmaktadır. Batı Trakya’daki Türk kültürünün korunması ve yaşatılması yönünde yeni yasa belediye ve nahiye başkanlarına büyük yetkiler tanımaktadır. Önemli olan; yaratıcı, cesaretli, eğitimli, politize olmamış ve halkın gerçek ihtiyaçlarını gören belediye ve nahiye başkanlarını işbaşına getirmektir. Batı Trakya Türkleri bu tür insanları işbaşına getirebildiği takdirde, yasanın bizlere verdiği yetkileri kullanmak hiç de zor olmayacaktır.