Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği Genel Merkezi’nin düzenlediği iftar yemeği 8 Ağustos akşamı Keşan’da gerçekleşti. Yemeğe, Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği genel Başkanı Burhanettin Hakgüder, derneğin şu başkanları ve yöneticileri, T.C. Gümülcine Başkonsolosu Mustafa Sarnıç, milletvekilleri Ahmet Hacıosman ve Çetin Mandacı, Kozlukebir Belediye Başkanı İbrahim Şerif, Mustafçova Beleidye Başkanı Mustafa Çukal ve Yassıköy Beleidye Başkanı İsmet Kadı, Gümülcine S.Müftüsü İbrahim Şerif, İskeçe S. Müftüsü Ahmet Mete, Batı Trakya Türk Öğretmenler Birliği Balkanı Sami Toraman, BAKEŞ Başkanı Cemil Kabza, Gümülcine Türk Gençler Birliği Başkanı Koray Hasan, Kozlukebir beleidyesi muhalefet grup başkanları Halit Mehmet ve Saadettin Şakir Hüseyin, Azınlık futbol kulüpleri yöneticileri, D.E.B. Partisi Başkanı Mustafa Aliçavuş, Gümülcine Belediyesi “Eşitliğe İlk Adım” Listesi Başkanı Sibel Mustafaoğlu, M.M.M.M. Cemiyeti Başkanı Asım Çavuşoğlu, Güney Meriç Derneği Başkanı Bekir Mustafaoğlu, Seçek Azınlık Eğitim ve Kültür Derneği Başkanı Ali Pencal, Seyyid Ali Sultan Dergâhı Vakfı Başkanı Ahmet Karahüseyin, Gümülcine Belediyesi Başkan Yardımcıları Mehmet Devecioğlu ve Rıdvan Molla İsa, sabık milletvekilleri Galip Galip ve Ahmet Mehmet, İskeçe Türk Birliği Başkanı Ahmet Kara, CHP Edirne Milletvekili Recep Gürkan, AK Parti Bursa Milletvekili Hakan Çavuşoğlu, CHP İzmir milletvekili adayı Aydın Özcan, AK Parti Edirne milletvekili Mehmet Müezzinoğlu, yazar Yalçın Bayer, Keşan Belediye Başkanı Mehmet Özcan, Keşan Kaymakamı Ahmet Narinoğlu, İpsala Belediye Başkanı Mehmet Karagöz’ün yanısıra çoğunluğu Batı Trakya’da yaşayan Türklerden olmak üzere yaklaşık 1.000 kişi katıldı.
Yemek iftar öncesi ilahilerle başladı. Açılan iftardan sonra protokol konuşmalarına geçildi. Konuşmalarda Batı Trakya Türklerinin sorunları ile projeler dile getirildi. Genel Başkan Burhanettin Hakgüder’in, “Türk Milleti Ege olayına Ege meselesi der. Kerkük olayına Kerkük meselesi der. Ama, Kıbrıs ve Batı Trakya gündeme geldiğinde Kıbrıs ve Batı Trakya davası diye söz eder. Ne mutlu Türküm diyene” sözleri damgasını vurdu.
Yapılan konuşmalarda aşağıdaki görüşler dile getirildi:
Burhanettin HAKGÜDER - Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği Genel Başkanı:
“…Türk Milleti Ege olayına Ege meselesi der. Kerkük olayına Kerkük meselesi der. Ama, Kıbrıs ve batı Trakya gündeme geldiğinde Kıbrıs ve Batı Trakya davası diye söz eder. Ne mutlu Türküm diyene.”
“… Hiç şüphe yok ki Batı Trakya Türkleri Dayanışma Dernekleri 1946 yılından beri bir çok ilke imza attı, bu akşam da bir ilke imza atıyoruz ve bir ilke tanıklık ediyoruz. Batı Trakya Türkleri 1923 yılında imzalanan Lozan Antlaşması ile Batı Trakya’da kaldıkları günden beri değişik baskılara maruz kalmaları sonucu dünyanın dört bir tarafına değişik nedenlerle dağılmak zorunda kaldıkları bir gerçektir. Bu gerçeğin sonucunda,750 bin Batı Trakya Türkü, Türkiye’de yaşamak zorunda kalmıştır. Ve, burada yaşamaktan onur ve gurur duymaktadırlar, çünkü onların anavatanı Türkiye dir; burada salonda bulunan her kişinin anavatanı olduğu gibi. Hiç şüphe yoktur ki doğdukları topraklarda yaşamak her insanın en temel hakkıdır. Ancak çağımızda insan hakları havarisi kesilen AB’nin İnsan Hakları Sözleşmesi’ne baktığımızda tek korumadığı kurum vatandaşlık kurumudur. Ve, vatandaşlık kurumunu AB’nin korumaması sonucunda 60 bine yakın Batı Trakya Türk Azınlığı vatandaşlıktan iskat edilmeleri nedeniyle Türkiye’de yaşamak zorunda kalmışlardır. Ve işte o vatandaşlıktan iskat edilen veya baskılara dayanamayıp Türkiye’ye göç etmek zorunda kalan insanların kurduğu dernek, bugün orada kalanlarla buraya gelenleri birlikte iftar açmaya davet etti. Tabii ki gönlümüz oradaki 150 bin kişiyi buraya taşımayı arzu ederdi. Takdir edersiniz ki bu mümkün değil, ancak onların temsilcilerini burada ağırlayaraktan 150 bin Batı Trakya Türkünü ağırladığımız kanaatiyle sizleri davet ettik. Tekrar hoş geldiniz.
Bizler hemen
Değerli Hazirun!
Hiç şüphe yok ki gelecekte yapacaklarımızın bir kısmını sizinle paylaşmak doğru olacaktır. Bunlardan ilkini bu akşam yaşıyoruz. Bütün kurum ve kuruluşlarımızla birlikteyiz. Eylül veya Ekim ayında, bizim uzun zamandan beri Yunan kamuoyuna vermek istediğimiz veya hedeflediğimiz mesajı, Batı Trakya’da görev yapan, Batı Trakya Azınlığı’nın basın mensuplarını ve çoğunluğa mensup basın mensuplarını, Edirne ilimizin sınırları içinde derneğimiz adına davet edeceğim. Bu bizi tanımaları ve birbirimizi anlamaları için bir fırsat olacağı için davet edeceğim. Ve, hiç kimseyi ayırmadan, basın mensubu olduğunu söyleyen herkese açık bir davetimiz olacak.
Önümüzdeki süreçte, şu anda İskeçe Türk Birliği’mizde Kadın Kolları’nın organize ettiği “Ana Kucağı” adlı bir eğitim projeleri var. İnanın biz de önümüzdeki süreçte “Okutan Ana” projesinin Türkiye versiyonunu hayata geçirmeye çalışacağız. Bu anlamda, burada bulunan tüm hemşerilerimizden ve özellikle Türkiye’de yaşayanlardan bu projeye açık destek vermeleridir.
Kadın Kollarımız önümüzdeki süreçte sosyal projeleri hayata geçirmek için ciddi manada çalışma yapmaktadır. Ramazan’ın bereketi ile birlikte fakirlere ulaşacak projeyi hayata geçirdiler.
Gençlik kollarımız önümüzdeki süreçte daha etkin ve dinamik olacaktır. Çocuklarımızın eğitimi bizim en belirgin amaçlarımızdan birisi olacaktır; bunu söylerken Batı Trakya veya Türkiye diye ayırmıyorum. Dünyanın neresinde yaşarsa yaşasın Batı Trakya’da doğmuş veya Batı Trakya’lı bir ailenin çocuğu nerede varsa bizim evladımızdır, sahip çıkılması gereken hedef kitledir. Dolayısıyla önümüzdeki süreçte “Okutan Ana” projesi daha güçlü gitmek zorundadır…”
Biz Türk Milleti’nin bize emanet ettiği bir davayı yürüttüğümüzü düşünüyorum. Bakın! Sözlerimi tamamlamadan şunları söyleyeceğim. Türk Milleti Ege olayına Ege meselesi der. Kerkük olayına Kerkük meselesi der. Ama, Kıbrıs ve batı Trakya gündeme geldiğinde Kıbrıs ve Batı Trakya davası diye söz eder. Ne mutlu Türküm diyene.”
T.C. Gümülcine Başkonsolosu Mustafa Sarnıç:
“…Azınlık sık sık ülkemize davet edilmeyi bekliyor, bu şekilde onure edilmek hakikaten Azınlığımızın gururunu okşamaktadır…”
“…Buraya gelen arkadaşlarımın hepsinin gözlerinde bir ışıltı vardı. Hakikaten çok büyük memnuniyet duyduklarını gördüm. Hepsinde bir bayram sevinci vardı. Burada birlik ve beraberlik havasının en güzel örneğini sergiliyoruz. Hakikaten hangi görüşten olursak olalım aynı iftarda çorbaya kaşık sallıyoruz. Hakikaten ben etkinliği düzenleyen derneğe şükranlarımı sunuyorum, tebrik ediyorum, çok iyi bir proje olduğunu düşünüyorum ve bunun devamını gelmesini diliyorum. Benim anladığım Azınlık sık sık ülkemize davet edilmeyi bekliyor, bu şekilde onure edilmek hakikaten Azınlığımızın gururunu okşamaktadır.
Kıymetli Misafirler!
Madem ki burada söz aldım, Türk-Yunan ilişkilerini Batı Trakya merceğinden sizlere açıklamak istiyorum. Bildiğimiz gibi sayın başbakanımızın 2010 yılında Atina’ya yaptığı ziyaretten sonra iki ülke ilişkilerinde hemen her alanda çok büyük açılımlara gidilmiştir. İmzalanan 20’den fazla anlaşma sonucunda süreç hızlı bir şekilde ilerletilmeye çalışılmaktadır. Şöyle bir hafızamı yokladığımda İstanbul Ticaret Odası Başkanı Murat Yalçıntaş başkanlığında İTO Meclisi’nin Gümülcine’de yaptığı toplantı, Başbakan Yardımcımız sayın Bülent Arınç’ın ziyareti, Ticaret Bakanımız Nihat Ergün’ün ve sayın bakanımız Prof. Dr. Davutoğlu’nun, sayın Başbakanımızın kıymetli refikaları sayın Emine Erdoğan’ın, sayın Egemen Bağış’la birlikte Batı Trakya’yı ziyaretleri son olarak da CHP Genel Başkanı sayın Kılıçdaroğlu’nun ziyareti hakikaten ilşkilerin ulaşmakta olduğu boyutu göstermesi açısından son derece anlamlı ve önemlidir, bunun da not edilmesi gereklidir.
Her iki ülke de Azınlığı köprü olarak görmektedir. Bu ziyaretlerde vurgulanan en önemli husustur. Yalnız Yunanistan’da büyük bir ekonomik kriz vardır. Bu krizden doğal olarak Batı Trakya2da etkilenmektedir. Ancak son dönemde alınan önlemlerle Azınlığımızın nispeten yüzünün gülmeye başladığını nispeten söyleyebilirim. Önceliklerimizden Batı Trakya’dan canlı hayvan ithalatına izin verilmesi üreticilerimizin yüzünü güldürmüştür…”
Gümülcine S.Müftüsü İbrahim Şerif:
“…Temennim odur ki bu güzel iftar sofrasın Gümülcine’nin bir köşesinde, veya İskeçe’nin bir köşesinde veya Dedeağaç’ın herhangi bir yerinde, ortak bir noktada yaparız...”
“… Gerçekten bu akşam dostların sevineceği, düşmanların üzüleceği bir ambiyans bir manzara meydana getirdik. Bu bizlere, Batı Trakya’da yaşayanlara birlik beraberlik adına bir onur, bir gurur, bir sevinç sevinç ve mücadele azmi verdi. Gerçekten Batı Trakya insanı nerde olursa olsun bir araya geldiği zaman başaramayacağı hiçbir şey yoktur.
Biz Batı Trakya’da yaşayanlar, Batı Trakya’daki insanımızın huzur ve refahı için kendi imkanlarımızla bazı mesafeler katettik. Bu mesafeler arasında atalarımızdan yadigar olarak aldığımız camilerimizi onardık, yenilerini yaptık ve çocuklarımızı milli ve dini kültür içinde muhafaza edebilmek için ana öocuk yuvaları ve Kur’an kursları kurarak toplumumuza hizmet etmeye yöneldik. Bunu başardığımıza inanıyoruz. Ben kendi sahamızdan bahsettiğimde, S.Ö.P.A. Başkanının ağzında duyduğum kadarıyla Rodop ve Evros vilayetlerinde şu anda 3.400 çğrenci işkokula devam etmektedir. Bu çocukların hemen hemen hepsi bizim Gümülcine ve Dedeağaç bölgesinde açmış olduğumuz yüze yakın Kur’an kursunda kendi kültürümüzü vermek, atalarımızdan aldığımız kültür mirasımızı devam ettirebilmek için mücadele yapıyoruz…”
Temennim odur ki bu güzel iftar sofrasın Gümülcine’nin bir köşesinde, veya İskeçe’nin bir köşesinde veya Dedeağaç’ın herhangi bir yerinde, ortak bir noktada yaparız. Allah’tan temennim budur…”
İskeçe S.Müftüsü Ahmet Mete:
“…Şimdi yeni yeni , şunun takımı, bunun takımı, onun bunun cemaati, şu bu grup, müftülerin altlarını oymalar, milletvekillerinin arkalarını boş bırakmalar gibi çalışmalarla maalesef Batı Trakya’da önde yürüyecek cesur insanlara yer bırakılmamaktadır…”
“Ben olayların karanlık yüzünü görmeyi severim. Mademki burada bir aileyiz, Batı Trakya ile alakalı, belki su yüzüne çıkmamış ama kuluçka döneminde olan veyahut da bazılarının çalışmasıyla yeni yeni filizlenen bazı olayları sizinle paylaşmak istiyorum. Batı Trakya’da bizim eskiden bildiğimiz, dini liderler, siyasi liderler olurdu. Meseleler bunların şemsiyesi altında koca kapı ile çözülürdü. Şimdi yeni yeni, şunu takımı, bunun takımı, onun bunun cemaati, şu bu grup, müftülerin altlarını oymalar, milletvekillerinin arkalarını boş bırakmalar gibi çalışmalarla maalesef Batı Trakya’da önde yürüyecek cesur insanlara yer bırakılmamaktadır. Benim kaygım şudur: Müftünün altı boşalır, veya milletvekilinin arkası boşalır, belki başta bakıldığı zaman pek korkutucu bir olay olmaz, ama uzun zaman zaman veya 50 senelik bir zaman diliminde Batı Trakya’da önder sıfatı taşıyacak insanların kalmamasından korkuyorum. Çünkü, Batı Trakya’lı birbirini eleştirebilir saygı kuralları içerisinde. Vekiller , müftüler birbirlerini eleştirebilir, niye eleştirmesin ki. Bundan kırgınlık, dargınlık niye duyulsun. Yanlış olan şeyin konuşulması lazım. Ama bu insanların karşısına gruplar çıkartmakla, bu insanların yapacağı işleri başkasına vermekle mesele çözülmez. Biz Batı Trakya’da varız…”
İskeçe Milletvekili Çetin Mandacı:
“…Ben, bu günün geçmişe göre daha iyi olduğunu ve yarının da bu günden daha iyi olacağına cani gönülden inanıyorum…”
“…Burada bulunmaktan onur ve gurur duymaktayım. Allah kendilerinden razı olsun ki Batı Trakya’da yaşayanlarla Türkiye’de yaşayanları bir araya getirdiniz.
Azınlığımız yıllarca herkesin bildiği ve biraz önce ifade edildiği gibi değişik durumlarla karşı karşıya kaldı. Ancak bugün itibariyle baktığımızda, ben bu günün geçmişe göre daha iyi olduğunu ve yarının da bu günden daha iyi olacağına cani gönülden inanıyorum. Yeter ki biz kendi birlik ve beraberliğimizi devam ettirelim. Yeter ki Batı Trakya’da yaşayan Batı Trakyalılar, müftüsü ile milletvekilleri ile, bütün kurumları ile ve Anavatan T.C.’de yaşayan kurumları ile milletvekilleriyle ki onlar da aramızdalar, birlik ve beraberliğimizi devam ettirelim.
Geçen hafta Rodos’ta idim. Oradaki Türklerle beraber olma fırsatım oldu. İnanın ki üzüldüm. Onların durumu bizlerden çok çok daha kötü. İnanın ki kendimizi Batı Trakya’lı olarak şanslı hissettim. Çünkü bizim burada kalmamızı sağlayan, Yunanistan2a emanet bırakan Lozan Barış Antlaşması diye uluslar arası bir antlaşma var. Ama maalesef bu insanların böyle bir şansı yok!...”
Rodop Milletvekili ve Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu Başkanı Ahmet Hacıosman:
“…Zaman zaman İskeçe milletvekili arkadaşımla, ülkemiz Başbakanı Yorgo Papandreou’ya Azınlığın sorunlarını, taleplerini dile getirmekteyiz…”
“…Benden önceki konuşmacılar Batı Trakya Türklerinin sorunlarını dile getirdiler. Ama bizler orada, insanlarımızın gündelik dertleriyle baş başa kalan insanlar olarak ki o insanların öyle sorunları var ki! Bir yanda çözüm bekleyen eğitim, müftülük ve vakıflar gibi çözüm bekleyen Azınlık sorunları. Ama diğer tarafta da toprağa bağlı o insanların hayatlarını sürdürebilmeleri için bir parça ekmeği nasıl çıkardıklarını ve o parçağı ekmeği eline alabilmesi için neler çektiklerini biliyoruz ve çalışmalarımızı, mücadelemizi devam ettirmekteyiz.
Değerli Kardeşlerim!
Zaman zaman İskeçe milletvekili arkadaşımla, ülkemiz Başbakanı Yorgo Papandreou’ya Azınlığın sorunlarını, taleplerini dile getirmekteyiz. Sağolsunlar bizlere bütün kapıları açmak suretiyle, T.C.’nin Cumhurbaşkanı, Başbakanı ve sayın bakanları olsun iki ülke arasındaki milletvekilleri olarak üzerimize düşen vazifeleri yerine getirmek için iki ülkenin yetkilileriyle bir araya gelmekteyiz. İnşallah en yakın zamanda netice alırız... ”
D.E.B. Partisi Başkanı Mustafa Aliçavuş:
“…1993 yılında %3’lük baraj getirilmiştir. Gelin bu barajı kaldırın. Gelin Batı Trakya Türklerinin hoşgörüsünü meclise yansıtalım. Eğer bugün o mecliste LA.O.S. partisi varsa, D.E.B. Partisi de olmak zorundadır…”
“Batı Trakya Türkleri davası adına güzel şeyler söylemek gerçekten içimden geçiyor. Ama, maalesef yine güzel şeyler söyleyemeyeceğim. Hep şunu söylüyorum: Güzel şeyler söylersem kendimi ve Batı Trakya Türklerini aldatmış olurum. Batı Trakya Türkleri davası uzun yıllardan beri veriliyor. Ama maalesef, üşlkemiz Yunanistan 30 yıldan bu yana AB üyesi olmasına rağmen, Azınlık sorunları konusunda bir arpa boyu yol almışsak ne mutlu bizlere!
Bizler 21. Yüzyıl’da AB vatandaşı olarak üçüncü sınıf vatandaş olarak yaşamak istemiyoruz. Bizler Yunanistan’a, Yunanistan vatandaşı ve AB vatandaşı olarak sıkı sıkıya bağlıyız. Vatandaşlık görevlerini yerine getiriyoruz. Eğer bizler vatandaşlık görevleirni yerine getiriyorsak, ülkemiz Yunanistan’da eşit vatandaş olarak yaşamak istyoruz.
Değerli Batı Trakya Türkleri!
Sizlere son zamanlarda yaşanan birkaç olumsuz örnekten bahsetmek istiyorum. Çünkü bu yaşanan olumsuz örnekler Azınlığı derinden yaralamıştır. T.C. değerli Başbakanı eşi Emine hanımın Batı Trakya’yı ziyaretleri esnasında, bizim yıllardan beri Azınlığın oylarıyla destelediği insanlar, bütün partiler, benim ırkımı soykırımla ifade ettiler. Şimdi soruyorum değerli Batı Trakya Türkleri: Bu partiler ve yetkilileri nasıl gelipte banim azınlığımdan oy isteyecekler. Nasıl gelipte sizlere azınlığın sorunlarını çözeceğiz diyecekler…
Yunan Devleti’ne sesleniyorum. 1993 yılında %3’lük baraj getirilmiştir. Gelin bu barajı kaldırın. Gelin Batı Trakya Türklerinin hoşgörüsünü meclise yansıtalım. Eğer bugün o mecliste LA.O.S. partisi varsa, D.E.B. Partisi de olmak zorundadır. ”
Bursa Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar:
“…Gerek Batı Trakya’daki Azınlık ve çoğunluk basınını ve Türkiye’de bizim konuları takip eden basını Bursa’da misafir etmek isterim…”
“…Ramazan’ın heyecanını ve bereketini burada yaşıyoruz. İnşallah bu berektleri ve güzellikleri bundan sonraki süreçte de yaşamak istyioruz. Başkanımız yeni dönemde Batı Trakya davasıyla ilgili olarak yeni projeleir olduğunu ifade ettiler. Bunlardan bir tanesi de Yunanistan ve Türkiye basınının burada buluşmasını ifade ettiler. Benim Azınlık basınına böyle bir davetim vaki idi. Eğer uygun görürlerlse bu projeyi Bursa’da yapmak isterim. Basın mensupları, gerek batı Trakya’daki Azınlık ve çoğunluk basını ve Türkiye’de bizim konuları takip eden basını Bursa’da misafir etmek isterim. Bu genel merkezin bir projesi ise ona da destek oluruz. Buradaki topluluğu Bursa2da görmek isteriz, Bursa’da misafir etmek isteriz…”
AK Parti Bursa Milletvekili Hakan Çavuşoğlu:
“…Birlik, beraberlk ve bir hoşgörü fotoğrafı göstermekteyiz. Bu fotoğraftan payına düşenler, alması gerekeni alacaklardır diye düşünüyorum. Bugün bu kürsüde çok şey sçylenebilir. Ama siz dinleyenlerin dikkati hayli dağılmış durumda. Ama birkaç söz söylemek elbette elzem. Batı Trakya davası kişilerle kain olmayan davadır. Her şeyden önemlisi zor bir davadır. Çünkü egemen unsurun da işin içind eyer aldığı bir davadır; bir mücadele alanıdır. Her şeyden evvel birlik ve beraberlik düşüncesinden ayrılmamamız gerekiyor. Bulduğumuzu en ufak bir fırsatta bizi ayrıştıran, kutuplaştıran husuları ön plana çıkarmak yerine, Ramazan ayının mana ve iklimine uygun olacak şekilde hoşgörüyü ön plana çıkarmak ve sürdürmek gerekiyor.
Bakınız, Batı Trakya davası bir sorundur. Sorundur, bir sağlıksızlık halidir. Eğer biz hastaya bir sağlık gerekiyorsa masaya yatırıp üzerinde cerehat uygulamamız gerekir. Dolayısyla Türkiye’mizin ve Hükümetimizin komşu ülkelerle sıfır problem prensipleri çerçevesinde her ülkeyle olduğu gibi Yunanistan ile de görüşmelerimizi sürdüryoruz ve bu anlamda Azınlığımızın sorunlarının çözümü konusunda muhataplarımızla bu sorunları görüşüyoruz. Şundan emin olun, bir hayli de mesafe alınıyor…”
CHP Edirne Milletvekili Recep Gürkan:
“…Azınlığı’nın tüm sorunlarının emrindeyiz, hizmetindeyiz ve hizmetinde ve emrinde olmaya devam edeceğiz. Sizin sevinçleriniz bizim sevinçlerimiz olacaktır. Sizin hüzünleriniz, bizim hüzünlerimiz olacaktır. Sizin dertlerinizle dertlenip, mutluluklarınızla mutlu olacağız…”
“…Bu iftar, benim Batı Trakya’lı hemşerilerimle birlikte olduğum üçüncü gün ve gece. İlkinde, 2 Temmuz’da sayın genel başkanımız Kılıçdaroğlu ile birlikte İskeçe ve Gümülcine’yi ziyaret etmiştik. İkincisinde Allah rahmet eylesin Dr. Sadık Ahmet’in anma törenindeydik. Bugün de Türkiye’de yine beraberiz.
Benden önceki konuşmacılar neredeyse bütün konulara değindiler. Değerli Rodop Milletvekili ve Azınlık Danışma Kurulu Balkanı sayın Ahmet Hacıosman’ın bir sözünü aklımda tuttum. Dedi ki: Batı Trakya’nın davasını bizden başka kimse iyi bilemez, çünkü biz her gün bunu yaşıyoruz. Çok doğru. Biz tabii ki Batı Trakya’da yaşayan soydaşlarımız kadar o sıkıntıları ve sorunları bilemeyiz. Ama ben size şunu söylemek istiyorum: Bir hemşeriniz olarak, bir kardeşiniz olarak, gerek şahıs ve gerek parti olarak biz Batı Trakya’nın, Batı Trakya Türk Azınlığı’nın tüm sorunlarının emrindeyiz, hizmetindeyiz ve hizmetinde ve emrinde olmaya devam edeceğiz. Sizin sevinçleriniz bizim sevinçlerimiz olacaktır. Sizin hüzünleriniz, bizim hüzünlerimiz olacaktır. Sizin dertlerinizle dertlenip, mutluluklarınızla mutlu olacağız. Bu size Edirne’li bir hemşerinizin sözüdür. Annesinin kökleri sizin oradan olan bir kardeşinizin sözüdür. Bu hep aklınızda ve yüreğinizde olsun.”
Edirne AK Parti Milletvekili Mehmet Müezzinoğlu:
“…Her renk var, her vasıf var, her sıfat var, ama hep birlikteyiz, hep bir aradayız. Bu, Batı Trakya Azınlığı ve Balkanlar’daki soydaşlarımız adına bence mihenk taşı olabilecek fotoğraftır…”
“… Öncelikle farklı bir selamlama yapmak istiyorum. Etrafa ve özellikle kendi masama baktığımda, en sağcısından en solcusuna, en dindarından en liberaline, en çocuğundan en yaşlısına, en vatandaşından en seçilmişine, en asilinden en vekiline kadar gerçekten güzel bir fotoğrafla bu akşam buradayız. Her renk var, her vasıf var, her sıfat var, ama hep birlikteyiz, hep bir aradayız. Bu, Batı Trakya Azınlığı ve Balkanlar’daki soydaşlarımız adına bence mihenk taşı olabilecek fotoğraftır. Bir arada olabilmek, birlikte olabilmek, yaşam felsefemiz, dünya görüşümüz farklı da olsa biz bir milletin mensubuyuz ve Türk Milleti’nin mensubuyuz. Dolayısıyla bu millete mensup olmanın ortak paydasında, kendi değerlerimizler, bir ayağımız nasıl masadan kalkıp kürsüye gelirken iki ayakla sağlıklı yürüyüp yürümediğimiz anlaşılıyorsa, fark ediliyorsa, azınlıkların da bu milletin de sağlıklı yürüyüşü bu iki ayağın üzerinde olacaktır; Biri milli değerleri, diğeri manevi değerleri. Milli ve manevi değerlerini ne kadar güçlü ve ne kadar birlikte bir arada tutabilen bir azınlık dinamiklerini koyabilir. Bu, Balkanlar, Bosna, Makedonya, Kosova, Bulgaristan, Musul, Kerkük için de bu millete ait nerede bir değer varsa, buradaki yolculuğumuz mutlaka iki ayak üzerine ve hep birlikte olabilmeli…”
Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği’nin düzenlediği iftar yemeği suyun iki yakasındaki Batı Trakyalıları buluşturdu. Batı Trakya Türkleri Derneğin çağrısına uyarak otobüslerle ve özel araçlarla iftar yemeğine katıldılar ve Keşan’da alışveriş yapma imkanını buldular. Bu şekilde birlik ve beraberlik içerisinde olduklarını tüm dünyaya haykırmış oldular. Dernekte yönetimin değişmesinden sonra Başkanlığa seçilen Burhanettin Hakgüder kalabalık kitlelere hitap eden bu ilk icraatıyla derneği daha yüksek seviyelere taşıyacağını ve derneğe yeni bir vizyon kazandıracağını göstermiş oldu. www.rodopruzgari.com
-
Click to open image! Click to open image!
-
Click to open image! Click to open image!
-
Click to open image! Click to open image!
-
Click to open image! Click to open image!
-
Click to open image! Click to open image!
-
Click to open image! Click to open image!
-
Click to open image! Click to open image!
-
Click to open image! Click to open image!
-
Click to open image! Click to open image!
-
Click to open image! Click to open image!
-
Click to open image! Click to open image!
-
Click to open image! Click to open image!
-
Click to open image! Click to open image!
-
Click to open image! Click to open image!