15 Temmuz şehidi Batı Trakya’lı Mustafa Cambaz'ın ailesi ve din görevlileri tarafından Mustafa Cambaz ve tüm şehitler için Rodop ilinin Menetler- Skaloma köyünde mevlit okutuldu. Mevlit sonrasında konuşan Batı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu Başkanı ve Gümülcine S. Müftüsü İbrahim Şerif’in, “Batı Trakya’lılar, rüya gibi bu olayı bin yıl yazacaklar ve konuşacaklar.” Sözleri dikkat çekti.
15 Temmuz 2018 Pazar günü düzenlenen mevlide; Gümülcine S. Müftüsü İbrahim Şerif, Cambaz ailesi, T.C. Gümülcine Başkonsolosu Murat Ömeroğlu, Kozlukebir Belediye Başkanı Rıdvan Ahmet, Eyalet meclis üyesi İsmail Hüse Mustafa, Kozlukebir Belediyesi Toplumsal Hareket Başkanı Saadettin Şakir Hüseyin’in yanısıra yüzlerce soydaş katıldı.
Din görevlilerinin okuduğu mevlit ve Kur’an-ı Kerim’den sonra söz alan Gümülcine S. Müftüsü İbrahim Şerif, “Osmanlı diye bir imparatorluk vardı. Bu imparatorluk 1912 Balkan Savaşı’na kadar 20 milyon km2 idi, Balkan Savaşı’nda sadece 800 bin km2 kalmıştır. En sonunda 1914’teki 1. Dünya Savaşı’ndan sonra yine Allah’a inanmayanlar, Müslümanların elinde kalan 800 bin km2 toprağa da göz diktiler; Müslümanlara göz diktiler. Müslümanlara eziyet etmek, onları dünyada ikinci sınıf vatandaş olarak yaşatmak istediler.” Görüşlerine yer verdi.
Şerif, konuşmasını şöyle tamamladı:
“Çanakkale’ye gideriz. Hep duyarız televizyonlardan. O gün gencecik çocuklar, “Çanakkale geçilmez”, dediler. Düşmanları var olan vatandan kovdular. O insanlara öyle anlaşmalar imzalatmışlardı ki başlarını sağa sola çevirmeyecek gibiydiler. Çanakkale’de bu zincirleri kırdılar. Sevr’de onlara anlaşma yaptılar. Bu anlaşmayı yırttılar, attılar. Ama düşman şöyle dedi: “Bunun intikamını alacağız. Siz Çanakkale’de bunu yaptınız, bunun intikamını alacağız.
O TOPRAKLARI KARIŞTIRMAK İÇİN DEMİR YUMRUK PKK, KADİFE YUMRUK FETÖ İDİ.
Değerli Dostlar!
Tam 100 yıl sonra , 100 yıl çalışıp karar veriler. Dediler ki, İslâm alemini bir kere daha ezeceğiz! Planlar yaptılar. İslâm alemi karıştırılırken Anavatanımız Türkiye de karıştırıldı. Herkes kitapları açsın baksın. FETÖ’nün ortaya çıkışı 1980. PKK’nın ortaya çıkışı, ilk yaptığı katliam olayı 1981 yılıdır. O toprakları karıştırmak için demir yumruk PKK, kadife yumruk FETÖ idi. Ve, bunlar gizli gizli çalıştırıldı. PKK binlerce insanı katletti, canlı bombalar koyuldu, içerisi karıştırılmaya çalışıldı. Hendekler kazıldı. Türk, Kürt birbirine düşman edilmek istendi. Ve, FETÖ olayı geldiği zaman yumuşak yüzüydü. Ancak, Çanakkale geçilmez diyen Anadolu evlatlarının torunları, Anadolu fethedilemez, dediler. Bu saddece bize mi yapıldı. Hayır! Libya, Mısır, Tunus, Irak, Yemen ve komşumuz Suriye. Suriye’den sonra sıra bize geldi, Anadolu’ya geldi. Büyük oyunun planlarıydı bunlar. Ama o yiğit insanlar Çanakkale’de 250 bin şehit verdiler, tesadüf ki 15 Temmuz’da da 250 şehit verdiler! Çok az değil mi? Ama 15 Temmuz sadece bir gece sürdü. Çanakkale gibi bir yıl olsaydı, ne kadar olurdu? 2.500 de gazi var.
BUNDAN SONRA GELECEK OLAN BATI TRAKYA’LILAR, RÜYA GİBİ BU OLAYI BİN YIL YAZACAKLAR VE KONUŞACAKLAR.
İşte bu şehitlerin arasında bir de Batı Trakya’lı Mustafa Cambaz var. Mustafa Cambaz, bundan sonra Batı Trakya’da doğan insanların gururu olacaktır. Biz, Çanakkale Şehitliği’ne gittiğimizde Gümülcine, İskeçe ve Dedeağaç’ı arıyoruz Batı Trakya’lı olarak. Tesadüfen bundan bir iki ay önce İstanbul’daki Şehzadebaşı’na gittim. Yakınında da Şehzadebaşı camisi var. Bir duvarda siyah mermer. Üzerinde bütün şehitlerin isimleri ve fotoğrafları var. Durdum. Kimi aradım biliyor musunuz? Mustafa Cambaz’ı aradım. Baktım ki onun da ismi ve resmi mermere işlenmiş. Orada Gümülcine’yi gördüm, Mustafa Cambaz’ı gördüm. Yanımdakilere, işte bizim şehidimiz, dedim. Annesi babası, akrabaları üzülür, ama onunla ben, gurur duydum. Benim gibi, bundan sonra gelecek olan Batı Trakya’lılar, rüya gibi bu olayı bin yıl yazacaklar ve konuşacaklar. Nasıl ki Peyganberimizin 1500 yıl önceki Hendek Savaşı konuşuluyorsa, Türk Milletinin İslam aleminin düşünülmesi hayal olan bu işgal olayı da bin yıllarca konuşulacak ve kitaplarda okunacak. Ve, orada Mustafa Cambaz’ın ismi de geçecek.
Geçen gün bir televizyon programında ondan bahsettiler. Ondan şöyle bahsettiler: “Vatansız, ama artık sana vatan var” dediler. Vatansız olduğu halde vatan için çarpışan kahraman diye bahsettiler. Ben, bundan gurur duydum, dinleyenler de gurur duymuştur.”