“Lozan Antlaşması’nda Azınlıkların Statüsü Boyutu” tartışıldı

    “Lozan Antlaşması’nda Azınlıkların Statüsü Boyutu” tartışıldı

     

    ”Avrupa Kamu Kuruluşu’nun 25 Ağustos Salı günü düzenlediği “Lozan Antlaşması’nda Azınlıkların Statüsü Boyutu” başlıklı webinarın genel değerlendirmesi:

     

    Avrupa Kamu Kuruluşu’nun düzenlediği “Lozan Antlaşması’nda Azınlıkların Statüsü Boyutu” başlıklı çevrimiçi gerçekleştirilen webinara Yunanistan eski cumhurbaşkanı ve Atina Ulusal Kapodistrias Üniversitesi Hukuk Fakültesi onursal öğretim üyesi Prokopis Pavlopulos ve Anayasa Hukuku öğretim üyesi Spiridon Vlahopulos konuşmacı olarak katılmışlardır. Pavlopulos ve Vlahopulos konuşmalarında Batı Trakya’da yaşayan Türk azınlığın azınlık haklarından en geniş şekilde ve sorunsuzca yararlandıklarını ifade etmişlerdir. Konuşmacılar Batı Trakya Türk Azınlığı’nın müftülük sorununu, sadece 1990 yılında yasalaşan ve müftülerin atama yoluyla göreve gelmesini sağlayan yasa ile değerlendirmiş, bunun öncesindeki uygulamalara değinmemişler ve Hristiyan bir ülke olan Yunanistanın müftüleri atamasına örnek olarak diğer Müslüman ülekelerdeki atama uygulamalarını göstermişlerdir. Kerem Abdürrahimoğlu tarafından 1913 Atina ve 1920 Sevr Antlaşmalarının (Yunan Sevr'i) müftü seçimlerini öngören hükümleri üzerine yöneltilen bir soruya, o dönemdeki Yunanistan anayasasının bugünkü Yunanistan anayasasından farklı olduğunu ve buyüzden bugünkü Yunanistan anayasasına göre bu antlaşmaların uygulanabilirliğinin bulunmaması gibi anlamsız bir cevap verilmiştir.  

    Buna paralel olarak konuşmacılar, Lozan Antlaşmasının Batı Trakya’da bırakılan bir dinsel Müslüman azınlıktan bahsederken, İstanbul’daki azınlıktan ise milli Yunan azınlığı olarak bahsettiğini iddia etmişler, Batı Trakya Türkleri’ne dayattıkları keyfi kimlikleri, bu kez Lozan’ın bir parçası olan İstanbul Yahudi ve Ermeni azınlıklarına da dikte etmişlerdir. Öte yandan sabık cumhurbaşkanı Batı Trakya Türk azınlığının haklarının Yunanistan tarafından korunduğunu iddia ederken, azınlığın nüfusunun 1923’den daha fazla olduğu örneğini vermiştir. Lozan döneminde 110 bin azınlık mensubu bulunduğunu bugün ise rakamın 130 bin olduğunu ifade etmişlerdir. Bunun aksine İstanbul'daki Yunan azınlığın nüfusunun 125 binden 2000'in altına gerilediğini 1955 olaylarını ve 1963-64 göçünü aktarmışlar ve bu konuda da “Bir Tutam Baharat – Politiki Kouzina” filmine atıfta bulunmuşlardır. Buna ek olarak sabık cumhurbaşkanının yine Kerem Abdürrahimoğlu tarafından yöneltilen Yunanistan’ın Avrupa Ulusal Azınlıkları Koruma Çerçeve Sözleşmesi ve Avrupa Ulusal ve Bölgesel Diller Şartı gibi sözleşmeleri imzalamaması ve Batı Trakya Türk azınlığına keyfi kimlik tayin etmesi üzerine yöneltilen sorulara, AB müktesebatından çıkarmaya çalıştığı boşluklar ve bu boşlukların ardına gizlenerek insan hakları ihlallerini örtmeye çalışmıştır. Son olarak da sabık cumhurbaşkanı azınlığın ifade özgürlüğünden faydalandığını ve devlet organlarıyla özgürce diyalog kurabildiğini belirtmesi üzerine Kerem Abdürrahimoğlu tarafından sorulan niçin Batı Trakya’yı ziyareti sırasında Türk azınlık temsilcileri ile görüşmediği sorusunu tam anlamıyla yanıtlamaktan kaçınmıştır.

    ©2017 Burasi Batı Trakya. Tüm Hakları Saklıdır.

    Please publish modules in offcanvas position.