ABD'NİN "SOYKIRIM" TERANELERİ

    ABD'NİN "SOYKIRIM" TERANELERİ

     

    Gümülcine, 27.04.2021.

    YORUM

    1914-18 arasında insanlığın yaşadığı I. Dünya Savaşı trajedisi şartlarında çeşitli milletlerden yaklaşık olarak 16-19 (9-10 milyon asker ve diğerleri sivil halk) milyon arasında insan hayatını kaybetti, ülke ekonomileri çöktü. Savaşta Osmanlı Devleti 3 milyon ve ülkemiz Yunanistan ise 160 bin insanını kaybetti. Savaşta Rusya ile birlikte en çok insan kaybı da Osmanlı’da yaşandı. Dünya tarihinde ilk defa kimyasal silahlar bu savaşta kullanıldı. Rus, Alman, Avusturya-Macaristan ve Osmanlı imparatorlukları sona erdi. Bir çok ülkenin sınırları değişti. Hayatını kaybeden milletler arasında Türkler, Emeniler, Yahudiler, Rumlar olmak üzere bir çok ülkeden ve milletten talihsiz insanlar vardı.

    Savaşlarda nelerin yaşandığına bakılacak olursa o konjonktür ne akılla ne de mantıkla açıklanabilir. Düşünün milyonlarca insan birbirine girmiş, tam bir kaos ortamı. Bazı ülkeler kendi topraklarını korumaya çalışırken, bazıları da yeni topraklar elde ederek genişleme çabasındadır. Böyle bir belirsizlik ortamında katliamlar, sürgünler, göçler dahil her şeyin olabileceğini herkes tahmin edebilir. İşte I. Dünya Savaşı’nda da ne yazık ki bu durumlar yaşanmış ve insanlık büyük bir yara almıştır.

    Yunanistan Rodop ili Domruköy’ünde yıllar önce rahmetli olmuş Şerif dede, 1915 yılında kura askeri olarak Osmanlı ordusuna katıldı. İstanbul’daki Yıldız Sarayı’nda askerlik yaptı ve devamında da Anadolu’da Kâzım Karabekir’in komutasındaki cephelere gönderildi. Yıllarca torunlarına hatıralarını anlattı ve o acılı günlerin nasıl yaşandığının canlı tanığı oldu. Şerif dede, torunlarını etrafına topladığında hep önce ayağındaki kurşun yaralarını göstererek şunları anlatırdı: “Bir gün Anadolu’da Ermeni çetecileri tarafından katliam yapıldığı haberini aldık. Hemen o bölgedeki köye sevk edildik. Köye yaklaştığımızda önce köpek havlamaları duyduk. Her taraftan dumanlar yükseliyor ve etrafta çok kötü bir koku vardı. Köyün tamamı yakılmış ve etraf kadın, erkek ve çocuk cesetleriyle doluydu. Tamamı Türk olan köyde birkaç kişi dışında canlı kalmamıştı ki onlar da köyden kaçmayı başaranlardı. Bu manzara karşısında bir asker olarak hepimiz çok öfkelendik ve insan olarak kahrolduk.”

    İşte savaş şartları böyledir. İntikam, kin, nefret ve ne derseniz deyin. 106 yıl sonra Osmanlı soykırım yaptı ve devamı da Türkler olduğuna göre bütün bunlardan onlar sorumludur, demek ne akılla ne de tarihi gerçeklerle açıklanabilir. Evet, her ülkeden ve milletten insanlar öldürüldü. En büyük insan kaybı da Osmanlı’dan oldu. Bir zamanlar Osmanlı İmparatorluğu’nda yaşayanların %50’den fazlasının Hıristiyanlardan oluştuğu bilindiğine göre, Ermeni, Yahudi ve Rumlardan da bir çok insanın hayatını kaybettiği de doğrudur. Daha da doğru ve ilginç olanı ise, bütün bu katliamlardan sorumlu tutulan Osmanlı subay, asker, kaymakam ve yöneticileri yargılandı ve hatta bazıları da idam edildi.

    İşte bu yaşanan kanlı ve acımasız savaşın üzerinden tamı tamamına 106 yıl geçti. 106 yıl sonra bazı ülkeler Osmanlı’nın mirasçısı olarak Türkiye’yi ısrarla soykırım yapmakla suçlamaya devam ett ve bu durum günümüze kadar sarktı. Bazı ülke parlamentolarının yanı sıra AP da bunun soykırım olduğunu kabul etti. Son olarak ise ABD de ilk defa “soykırım” kelimesini kullandı. Halbuki bunu en son söylemesi gereken ABD’dir.

    • ABD’nin yerlileri olan 15 milyon civarındaki Kızılderili’yi yok eden ABD değil mi?
    • Daha dün Afganistan’da binlerce insanı katleden yine ABD değil mi?
    • Yine Irak’ı kimyasal silahlar var gerekçesiyle hillebaz, düzmece yöntemlerle işgal edip, binlerce insanı ABD öldürmedi mi?
    • 1945 yılında Japonya’nın Hiroşima kentine atom bombası atarak binlerce insanın ölümüne ve sakat kalmasını sebep ABD değil mi?

    Medeni (!) batılılara geldiğimizde ise durum hiç de farklı değil.

    • Ahıska Türklerinin sürgünü unutulabilir mi?
    • Peki Azerbaycan’daki Hocalı katliamına ne demeli?
    • Almanya’daki Nazilerin Yahudi soykırımını nasıl açıklamalı? Irkından dolayı insanların Hitler tarafından “Holokost” uygulaması sırasında 6 milyon insanın krematoryumlarda yakılması nasıl bir şeydi?
    • Daha dün Balkanlar’da, Mora’da ve son olarak Bosna- Hersek’te Srebnerica’da Hollandalı askerlerin gözleri önünde binlerce Boşnak öldürülmedi mi?

    Evet bunların hepsi ABD ve batılı sömürgecilerin yaptıkları. Dikkat edilirse, dünya tarihini derin ve unutulmaz bir şekilde etkileyen, insanlığın üzerine kara bir bulut gibi çöken vakaların hiç birinde Türkler yoktur! Türklerin tarihinde soykırım diye bir düşünce olmamıştır. Türkler hiçbir zaman Batılı ülkeler gibi Afrika’nın zenginliklerini sömürmemiş; kısacası sömürgeci olup insanları köle pazarlarında satmamıştır! Köle pazarlarının 1900’in başlarında yasaklandığını da bir kenara not etmek gerekmez mi?

    Şimdi kalkıp bugünkü Türkiye’yi Ermenilere karşı soykırım yaptı diye suçlamanın hiçbir dayanağı yoktur. Türkiye aleyhine son yıllarda yürütülen bu kampanyalar tamamen siyasidir ve hukuki dayanaktan yoksundur. BM, AİHM (Perinçek kararı) ve Fransız Adalet Komisyonunun aldığı kararlar da da “Soykırım” olduğu kabul edilmemektedir. Bu konuda yargı kararı yoktur! Yargı kararı olmadığına göre ülkeleri duygulara, hayali anlatımlara dayanarak suçlamak da doğru olmadığı gibi aynı zamanda tehlikelidir de. Hem bu konuda Türkiye bütün arşivlerini de açmış ve araştırmacıları beklemektedir.

    Bugün yaklaşık 150 bin Ermeni vatandaşı Türkiye’de ekmeğini kazanmaktadır. Yaşlanan ve iklim tehlikesinin kapımızı çaldığı dünyamızda, ülkeler gün geçtikçe birbirlerine muhtaç hale gelmektedirler. Kısacası komşu ülkeler arasında bundan böyle iyi ilişkiler kurulmalı ve böylece ne olduğu belirsiz olaylarla zaman harcanmamalıdır.

    Hep şunu kendi kendime hep sormuşumdur: Neden acaba, tarihi kara lekelerle dolu ve daha dün keşfedilmiş ABD’nin yayınladığı insan hakları raporu hep ön plana çıkmaktadır? Türkiye,  bölgesel bir güç olarak, neden acaba devlet eliyle, uluslararası  bir insan hakları raporu hazırlamaz?  Bence her yıl böyle bir rapor hazırlanırsa Türkiye'nin eli  bir çok asılsız iddia karşısında daha da güçlenmiş olur.

    İbrahim BALTALI

    ©2017 Burasi Batı Trakya. Tüm Hakları Saklıdır.

    Please publish modules in offcanvas position.