Av. Hüseyin Özbek, cemaat vakıfları seçimlerini değerlendirdi

    Av. Hüseyin Özbek, cemaat vakıfları seçimlerini değerlendirdi

    Gümülcine, 18.02.2022

    Cumhuriyet gazetesi köşe yazarlarından Av. Hüseyin Özbek, Türkiye’deki cemaat vakıfları ve Yunanistan’daki Türk Azınlığın vakıf seçimlerini değerlendirdi.

     

    Av. Hüseyin Özbek’in makalesinin tamamı ise şöyle:

    Cemaat vakıfları, Cumhuriyet öncesinde gayri müslim Osmanlı vatandaşları tarafından oluşturulmuş hayır kurumlarıdır. 1936 yılında, düzenledikleri beyannameler ile Vakıflar Genel Müdürlüğü’ndeki kütüğe bunların tescil ve kayıtları yapılmıştır.

    “1936 Beyannamesi” gereği, tapuda kayıtlı mülk sahibinin kim olduğuna bakılmaksızın, beyannamelerinde belirtilen tüm taşınmazların kendi adlarına tapuda tescil edilmelerine olanak sağlanmıştır. Türkiye Cumhuriyeti tarafından, cemaat vakıflarının gerek 1936’dan sonra edindikleri taşınmazların eski maliklerine devredilmesi gerekse 1936 beyannamelerinde beyan edilen taşınmazların tapuya tescillerinde yaşanan sorunlar ve benzer sorunları çözmek için ilk kez 2003 yılında AB Uyum Yasaları (4771 ve 4778 sayılı kanunlar) çerçevesinde düzenleme yapılmıştır.

    Türkiye, AB uyum yasaları sorumlulukları çerçevesinde, 2003-2018 yılları arasında toplam 1084 taşınmaz malın cemaat vakıfları adına tesciline, 21 taşınmaz malın da cemaat vakıflarına bedelinin ödenmesine karar vermiştir. Bu taşınmazların büyük bir çoğunluğu da Ortodoks Rum vakıflarına aittir. 

    YUNANİSTAN NE YAPIYOR?

    Türkiye, bununla da yetinmeyip onlarca gayri müslim vakıflarına ait kilise, şapel, mezarlık vb. bakımlarını yapmıştır, yapmayı da sürdürmektedir. Son olarak gayri müslim vakıflarının önemli sorunlarından olan vakıf yönetim kurullarının seçimle işbaşına gelmesine ilişkin yasal düzenlemeyi tamamlamak üzeredir. 

    Peki Türkiye bunları yaparken, AB üye devleti olan Yunanistan, ülkesindeki Müslüman Türk vakıflarına ne yapıyor? Batı Trakya’da Gümülcine, İskeçe ve Dedeağaç illerinde şehir merkezlerinde bulunan Türk vakıflarının başkanları ve yönetim kurulu üyeleri, halihazırda Yunanistan Eğitim ve Din İşleri Bakanlığı tarafından atanmış olan, soydaşlarımız  tarafından kabul edilmeyen şahıslarla doludur.

    Bu yetmiyormuş gibi, daha geçen 31 Temmuz 2021 tarihinde yayımlanan yeni bir kanunla (4821 sayılı kanun) Rodos ve İstanköy (Kos) adalarındaki Türk vakıflarının başkan ve yönetim kurullarının yine Yunan Eğitim Bakanlığı tarafından atanması ve görevden alınmaları hükme bağlandı. 

    TEK BİR ÇİVİ ÇAKILMADI

    Üstüne üstlük asırlardan beri Rodos’un en nadide eserlerine sahip olan ve özel vakıf statüsünde bulunan Fethi Paşa Vakfı ile Mehmet Melek Paşa Vakıfları dahi Yunan devletinin uhdesine verildi.

    Bunlarla birlikte, İstanköy’ün en merkezi yerinde yer alan camiler ile Türklerin yaşadığı tek köy olan Germe köyündeki cami, 2017 yılındaki depremde hasar gördükleri bahanesiyle beş yıldır ibadete kapalı olup ne hikmetse bir türlü başlamayan tamir oyalamasıyla gerçekte çürümeye terk edilmiş durumdadır. Üstelik (tek çivi çakılmayan, bir türlü başlanmayan tamirin) bütün masrafları İstanköy Vakfı’nın elinde kalan son mallar sattırılarak karşılanmaktadır! Selanik ve civarında yaşayan soydaşlarımıza, birçok kez başvurularına rağmen hâlâ bir ibadet mekânı izni verilmemiştir. 2017 yılında şüpheli bir yangınla yakılan, Dimetoka’daki Avrupa’daki en eski Osmanlı camisi olan 602 yıllık Çelebi Sultan Mehmet Camisi’ne, üzerinden beş yıl geçmiş olmasına rağmen tek bir çivi bile çakılmamıştır! 

    TARİHSEL SORUMLULUK

    İmparator Jüstinyen zamanında Ayasofya beş yılda inşa edilmişti. AB üye devleti günümüzün Yunanistan’ı ise İstanköy Adası’ndaki ve Dimetoka’daki camilere beş yılda bir çivi bile çak(a)mamıştır! 

    Bizi bu konuda sürekli eleştiren medeni dünya bütün bunları görmedi diyelim. Acaba ülkemizdeki cemaat vakıflarına seçim mevzuatını hazırlayanların anlattıklarımızdan haberleri var mıdır? Kamuoyunun beklentisi, konuya ilişkin düzenlemeler yapılırken uluslararası ilişkilerde, hukukilik ve hukuksal karşılıklılık (mütekabiliyet) ilkesi temelinde hareket etme zorunluluğunun göz ardı edilmemesidir. 

    Türkiye Cumhuriyeti yetkililerine, bu konularda anavatanın irade, inisiyatif ve desteğini arkalarında görmek isteyen evladı fatihana karşı tarihin kendilerine yüklediği sorumluluklarını bir kez daha hatırlatmak isteriz! 

    AV. HÜSEYİN ÖZBEK

    ESKİ TBB BAŞKAN YARDIMCISI

    18 Şubat 2022 Cuma

    ©2017 Burasi Batı Trakya. Tüm Hakları Saklıdır.

    Please publish modules in offcanvas position.