Cumhurbaşkanı Sakellaropulu ve azınlıklar

    Cumhurbaşkanı Sakellaropulu ve azınlıklar

    Gümülcine, 23.02.2022 

    YORUM

    Yunanistan Cumhurbaşkanı Sayın Sakellaropulu, Makedonya – Trakya İmvroslular Birliğinin yıllık çörek kesme törenine gönderdiği mesajda, “İmvros’ta her derecedeki soydaş okullarının yeniden açılması olumlu bir gelişmedir…” görüşlerine yer verdikten sonra mesajın sonlarına doğru da “Bu bağlamda Türkiye, daha önce de söylediğim gibi, Yunan Azınlığına karşı tutumunu değiştirmeli ve Lozan Azınlıklar Antlaşması'nda ve insan haklarının korunmasına ilişkin uluslararası sözleşmelerde öngörülen her şeyi eksiksiz uygulamalıdır…” şeklinde mesajına devam etmiştir.

    Evet, gerçekten de Türkiye, Gökçeada - İmvros Adası’nda yaşayan Rumların çok az sayıdaki  çocukları için ilk, orta, lise düzeyindeki okulları yeniden açmıştır. Bu küçümsenecek bir olay olmadığı gibi, aynı zamanda mütekabiliyetin ötesinde bir tutumdur, duruştur.  

    Ancak Gökçeada’da bunlar olurken Yunanistan’ın Batı Trakya bölgesindeki okullarımız öğrenci yetersizliği bahane edilerek bir bir kapatılmaktadır. Lozan Antlaşması’ndan bu yana  Türklere ait okulların neredeyse üçte ikisi kapatılmıştır. Bazı adalarda birkaç öğrenciyle dahi okullar açık tutulurken, Batı Trakya’da bu ne yazık ki uygulanmamaktadır. 

    Yine, okul açmak çok güzel bir olaydır. Bizler, Batı Trakya’da ne yazık ki bu zevki yıllardan bu yana tadamıyoruz! İskeçe Azınlık lisesi o kadar kalabalık ki çocuklar gayri sıhhi şartlarda ve tabiri caizse balık istifi gibi sınıflara yığılmaktadırlar. Okul yöneticilerinin yeni okul binası feryatlarını ne yazık ki hiçbir kulak duymak istememektedir.  

    Kısacası Azınlık okulları yetersizdir ve merkezlerde toplanmıştır. Halbuki İskeçe’nin Şahin - Ehinos ve Rodop ilinin Kozlukebir – Arriana gibi köylerine yeni azınlık orta ve liseleri açılsa, çocuklar da daha çağdaş şartlarda eğitimlerine devam ederler. Ancak bu talepler yıllardan bu yana yerine getirilmemektedir.Çift dilli anaokulları talebini de bunların arasına ekleyebiliriz.  

    Sayın Sakellaropulu, mesajının sonlarına doğru bir yerde de “Türkiye, daha önce de söylediğim gibi, Yunan Azınlığına karşı tutumunu değiştirmeli…” görüşlerine yer vermektedir. 

    Bildiğimiz kadarıyla Lozan Antlaşması’nda Türkiye’deki azınlıklardan “Gayri Müslim Azınlıklar” olarak  bahsedilmektedir ki karşılığı olan bizlere de “Müslüman Azınlık” ibareleri yer almaktadır. Aslında Lozan Antlaşması’nın  Azınlıkların Korunması ile ilgili 38, 39, 40, 41, 42, 43 ve  44. maddeleri Türkiye’deki “Gayri Müslim“ azınlıkların korunmasından bahsetmekte ve  45. Maddede de bu uygulamaların Yunanistan’daki Müslüman Azınlık için de geçerli olduğu vurgulanmaktadır.  O yıllarda etnik temele dayalı değil de, daha çok din temelli olarak kapsayıcı bir  antlaşma  imzalandığından, buradan  tek başına ve sadece “Yunan Azınlığı” için düzenlenmiş gibi bir algı oluşturmak doğru değildir. Dolayısıyla “Yunan Azınlık” Lozan Antlaşması’nda yer almamış, kapsama alanı geniş olan  “Gayri Müslim Azınlıklar” denmiştir. 

    Bütün bunlara rağmen, her iki ülkedeki azınlıkların etnik kimliklerini tayin etme hakları vardır. Lozan Antlaşması’nın dışında kalan diğer insan hakları sözleşmeleri de bunun böyle olması gerektiğini vurgulamaktadır.Uygulama ne yazık ki farklı olmaktadır. Örneğin yöneticilere göre Yunanistan’da “Türk” yoktur; bir çok kişinin kendilerini “Türk” olarak tayin etmelerine rağmen! Dolasıyla da “Türk” etnik kimliğiyle örgütlenemezsiniz! Bu bir insan hakkı ve uluslararası sözleşmelerin ihlal edilmesi değil midir? İskeçe Türk Birliği davası buna iyi bir örnektir. Bu durumda, uluslararası sözleşmeler, AİHM kararlarında olduğu gibi  uygulanmamaktadır. 

    Her millet kendi kimliğiyle örgütlenme hakkına sahiptir. Hiçbir yasa veya sözleşme etnik kimliği tayin ve empoze edemez. Bunun aksi ayrımcılıktır, ırkçılıktır; bir milletin diğerine üstünlüğünü empoze etmektir ki bunu da aklı başında olan hiçbir kimse kabul edemez.  

    Cumhurbaşkanı Sayın Sakellaropulu’dan ricamız, ülkemizin Batı Trakya bölgesinde yaşayan azınlığın uluslararası antlaşma ve sözleşmelerden kaynaklanan eğitim, kimlik, örgütlenme v.b  gibi  haklarına da eğilmesi ve çözümü konusunda da  öncülük etmesidir ki demokrasi ve insan hakları kriterleri bunu gerektirmektedir.

    İbrahim Baltalı

    ©2017 Burasi Batı Trakya. Tüm Hakları Saklıdır.

    Please publish modules in offcanvas position.