Kadir Gecesi ve Zendel Baba Çeşmesi

    Kadir Gecesi ve Zendel Baba Çeşmesi

    Gümülcine, 27.04.2022

    Kadir Gecesi yazısı

    Ramazan biz Müslümanların en kutsal aylarından bir tanesidir. Her Müslüman Ramazan ayına erişip Kadir Gecesi’ni ve bayramı yaşamak ister. Nedeni ise bu ayda yapılan ibadetlerin diğer aylara göre kat kat fazla ve hayırlı olmasıdır ki bunun sebebi de Kurân-ı Kerim’in bu ayda Peygamberimiz’e inmeye başlamasıdır. Kısacası Ramazan Kur’an ayıdır.

    Ramazan ayı Batı Trakya Türkleri arasında da çok kutsal kabul edilir. Ramazan davulu için gençlerin heyecanlı bekleyişleri, verilen sadakalar, fitreler, kılınan teravih namazları ve toplu iftarlara kadar bir dizi gelenek ve göreneği de beraberinde getirir bu kutsal ay. COVID-19 salgını dolayısıyla iki yıldan bu yana yalnızlığa itilen, evlerine kapanan insanlar, bu yıl artık normale yakın teravih namazlarını da kılmaya başladılar.

    Ramazan’ın insan hayatı için bir başka önemi de erişilebilirliğidir. Ramazan aynın tarihi her yıl on gün değişikliğe uğramaktadır. Böylece 36 yılda bir aynı tarihe denk düşmektedir. İnsanoğlunun yaşadığı yıllar göz önünde bulundurulduğunda aynı tarihleri ve aynı mevsimi içeren Ramazan’ı yaşaması her Müslümana nasip olmayabilir. O yüzden bu ayın kıymeti ve yüceliği çok çok iyi düşünülmeli ve değerlendirilmelidir.

    Ramazan ayı bir çok yazara, şaire ve seyyaha da ilham kaynağı olmuştur ve olmaya da devam etmektedir.

    “Recep, Şaban, derken geldi Ramazan.
    Safâ geldin, Ey ayların sultânı.
    Şu zalim nefsime, verme sen aman.
    Safâ geldin, Ey gönlümün sultanı…”

    Mehmet Akif Ersoy, yukarıdaki dizelerle karşılar Ramazan’ı ve duygularını aktarır tüm Müslümanlara.

    Yahya Kemal Beyatlı,

    “Karagöz seyri değil, gözyaşı dökme ayı;
    ‘Bilinmez’i bilirler, bilseler ağlamayı…”

    Dizeleriyle bu ayın gizemine önem verir.

    Faruk Nafiz Çamlıbel ise orucu diriltici bir rüzgâr ve İslâm’ın baharı olarak görür ve şu dizelerle insanlara seslenir:

    “Ey oruç, diriltici rüzgâr, İslam baharı
    Es insan ruhuna inip yüce ilham dağından
    Kevser içir, âbıhayat boşalt kristal bardağından
    Susamış ufuklara insan kalbinin ufuklarına…”

    Ramazan ve Kadir gecesi hakkında bir çok anlatım vardır. Ünlü Türk Seyyahı Evliya Çelebi 1668 yılında Edirne’deki Demirtaş köyü yakınlarındaki Meriç Nehri’ni bir tahta köprü vasıtasıyla geçer. 1668-1670 yıllarında bugünkü Yunanistan topraklarını da gezer ve günümüze çok değerli bilgileri aktarır. Çelebi, bugünkü Yunanistan Devleti sınırları içinde yer alan Evros-Meriç, Rodop ve İskeçe illerinden oluşan Batı Trakya’ya geldiğinde 33 köy, 45 cami, 44 han, 9 hamam, 14 medrese, 20 mektep, 10 kale, 1 türbe, 3 kilise, 1 saray, 11 tekke, 7 aşevi, 3 kervansaray, 6 köprü, 12 ziyaret yeri, 8 çay-nehir, 2 sebil-çeşme, 1 yel değirmeni, 1 ılıca, 1 su değirmeni, 1 göl ve 1 ada görür.

    Eceköy’deki (Lepti) Batı Trakya’yı fetheden komutanlardan Hz. Muhammed’in soyundan Ecebey’in türbesini ziyaret ederek güneye doğru yoluna devam eder. Dimetoka’ya geldiğinde ise geçtiğimiz yıllarda yanan ve restorasyonu hala devam eden, 1420 yılında inşa edilen Çelebi Sultan Mehmet Camii ve Fısıltı Hamamı gibi Osmanlı medeniyet değerlerini günümüze kadar taşıyan eserleri hayranlıkla izler.

    Evliya Çelebi’nin eserinden de anlaşıldığı gibi olayları abartarak anlatma yeteneği vardır. Nitekim Dimetoka’dan sonra geldiği Vakıf köyü yakınlarındaki Çömlekçiköy’de (Lagina) bir çeşmeden 40 yılda bir Kadir Gecelerinde ne aktığını bizlere şöyle anlatır:

    Bu şehir (Dimetoka) eski bir taht merkezi olduğundan binlerce seçkin kişiler bu­rada yatmaktadır. Biz sadece ziyaret ettiklerimizi yazdık. Kale altında Hasan Baba, Sofi Şâmî Baba, Tebrizi Baba, Mursal Baba, Ga­zi Ferhat Baba, mezarlık içinde Mollacık efendi, Ayvad Baba Al­lah’ın rahmeti üzerlerine olsun.

    Buradan kalkıp güney tarafına beş saat gidip Kara Yenli, Hisar­cık, Saltık, Mandıra, Sofulu ve Kara Pınar köylerini geçtik. Bunlar kâfir ve müslüman köyleridir. Hepsi de serbest zeâmetlerdir. Vu­kuf köyüne geldik. Burada Ahmet Bey oğlunda misafir olup safalar et­tik. Bu köyün dışında Zindan Baba Sultan ziyareti bulunmaktadır. Ora­dan güneye doğru bir saat gittik. Açıkbaş Baba Sultan ziyaretine gel­dik. Aslında Âşık Baba Sultan dır. Etrek kavmi Açıkbaş Tatar derler. Bu iki muhterem zat Rum diyarına Orhan Gazi oğlu Süleyman Paşa ile geçen kırk kişidendir. Allah’ın rahmeti üzerlerine olsun. Bunların savaşta bulundukları kâfir tarihlerinde de yazılıdır. Onların yanında Kadın­lar Mezarı ziyareti var. Herkes tarafından ziyaret edilir. Buraya yakın garip bir akar çeşme vardır. Kırk yılda bir Kadir gecesi sabaha kadar süt akar. Zendel Baba çeşmesi derler. Garip bir çeşmedir...”

    Çelebi bu kendine has abartılı anlatımıyla mübarek Kadir Gecesine çok ayrı ve garip bir anlam yüklemektedir.

    Evliya Çelebi’nin Çömlekçiköy’deki (Lagina) çeşme ile ilgili anlatımı doğrulanarak, Yunanistan ordusunun acemi birliklerine bölgeyi anlatan bir broşüründe köy tanıtımında yer almış ve bu çeşmeyi “Pardali Vrisi” olarak adlandırmışlardır.

    Son verirken, bu mübarek ayı böyle kökleri çok eskilere dayanan ve 354 yıl önce yazılmış bir yazı ile süslemek istedim. Yüce Allah tuttuğumuz oruçları kabul etsin. Kadir Gecemiz ve bayramımız mübarek olsun.

    ©2017 Burasi Batı Trakya. Tüm Hakları Saklıdır.

    Please publish modules in offcanvas position.