Gümülcine, 29.10.2022
YORUM
29 Ekim 1923 Türkiye Cumhuriyeti’nin ilân günüdür.
Mustafa Kemal Atatürk, Osmanlı İmparatorluğu’nun külleri arasından Türkiye Cumhuriyeti’ni yarattı ve gençliğe emanet etti.
Bin bir türlü felaketler ve badirelerden sonra dünya sahnesine yepyeni bir devlet çıktı. Türk insanının büyük fedakarlıkları sonucu kurulan çağdaş Türkiye Cumhuriyeti yine o insanlar tarafından bugüne kadar getirildi.
Türkiye Cumhuriyeti, Batı Trakya’da Yunanistan’a bırakılan Türkler için, imzalanan uluslararası antlaşmalarla, adeta bir şemsiye gibi koruyucu ve kollayıcı oldu.
Batı Trakya Türkleri her zaman Türkiye Cumhuriyeti’ne saygı duydular. Göçler, sığınmalar hep “Öte” dediğimiz Anavatan Türkiye’ye yapıldı. Türklere “Batı” her zaman açık olsa bile, onların yönü hep “Doğu” oldu. Türkiye kapısına gelen hiçbir soydaşı geri çevirmedi, kapıları sonuna kadar açtı! Türkiye’ye yerleşen Türkler ilerleme ve kalkınma yolunda Anavatan Türkiye’ye büyük katkılar sağladılar. Anavatan Türkiye’ye yerleşen insanlarımızdan her şey çıktı, ancak “vatan haini” çıkmadı.
Zaman zaman, ortaya bazı karanlık şer odakları ve güçleri çıktı. Bazı siyasetçiler ve kaprisli yöneticiler, inadına Türkleri parçalamak, bölmek ve hakim güçlerin düşündükleri gibi yönlendirmeye çalıştılar; Türk Azınlığın içine nifak tohumları serpip odak noktayı değiştirerek eksen kaymasını sağlamaya çalıştılar. Ancak bazı hempalar ve tüfeyliler dışında kimse bunlara önem vermedi ki bundan sonra da vermeyecektir.
Kendini “Türk” hisseden herkesin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun!
Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla, 1929 yılında, daha Cumhuriyet yedi yaşında iken, Edirne’de yayımlanan, Milligazete’de “BÜYÜK BAYRAM” adlı makaleyi aşağıda okuyabilirsiniz.
BÜYÜK BAYRAM
“Bugün vasıl olduğumuz netice, asırlardan beri millî musibetlerin intibahı ve bu aziz vatanın her köşesini sulıyan kanların bedelidir. Bu neticeyi Türk gençliğine emanet ediyorum.”
Bugün; Türkiye Cumhuriyetinin ilân günüdür. Yedinci dönüm senesini idrak ettiğimiz bu yüce gün bin bir kalır ve felâketlerden arta kalan aziz ve asîl bir milletin lâyık olduğu, uğrunda varını esirgemediği çok kıymetli bir dileğine kavuştuğu gündür.
Bugün; devrin en büyük mucizelerini yaratan, hâlaskâr mefkûresine azmin, dehanın kudretli hamleleriyle ruh ve hayat veren Ulu Gazi: Uğratıldığı felâketlere ağlamak hakkı bile nez olunmuş bir millete, vatanın en aziz şereflerini en sefil ihtiraslarına feda eden Saltanata lâyık olan darbeyi vurarak zaferin, inkilâbın kıymetli tacını “Cumhuriyet” kazandırdı.
Bugün; mukadderatını doğrudan doğruya ele alan bir milletin ezici musibetlerden kurtulduğu bir gündür.
Bugün; bu mübarek vatanda hain emellerin, zalim düşüncelerin iflâs ettiği gündür.
Bugün; kanun, hak, fazilet mefhumlarının, yaşamak haklarının kazanıldığı bir gündür.
Bugün; saadetli âtiyi müjdeliyen, iman ve mefkûremizin doğduğu, hamlelerimizin kuvvet aldığı feyizli kaynakta, Türk’ün düşünüş ve atılış diyarında, Ankarada Cumhuriyetin ilân edildiği gündür.
Bugün; kahramanlar diyarının mukaddes koruyucuları şerefli ve ölmez varlıklarını; Büyük Halâskârın etrafında toplanan ve ondan, o büyük ve sönmez ışıktan alınan nur ve ilhamla yürüyen bir hükûmete, Türk Cumhuriyetine bıraktılar.
Haklarına kavuştuğun, saadete eriştiğin bu büyük bayram gününde hiçbir zaman unutma ki:
“Ey Türk gençliği!
Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir. Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asîl kanda mevcuttur!”
29 Teşrinievvel 929/160.