CUMHURİYETİN GENÇLERİ

    CUMHURİYETİN GENÇLERİ

    Gümülcine, 13.11.2023

    YORUM

    Sanders, yüksek lisans yıllarımda Prag’da Çekçe dersinde sınıf arkadaşımdı. Sanders aslen Belçikalı. Ailesi Brüksel’de yaşıyordu. Aslında siyasi haritaya bakıldığında Sanders ile aynı Birliğin vatandaşı olarak doğmuştuk. İkimiz de Avrupa Birliği vatandaşıydık. Ne var ki o AB’nin başkentinde yaşıyor, ben ise bir periferi bölgesinde, Avrupa’nın en geri kalmış bölgelerinin birinde. Bugün coğrafi isminin zikredilmesinin dahi suç sayılabileceği bir bölgede. Batı Trakya’da.

    Bir gün bir vesile ile İskeçe Muzaffer Salihoğlu Lisesinde okuduğum yıllardan bazı fotoğrafları görmüştü ve bana buranın bir okul mu yoksa müze mi olduğunu sormuştu. Ben burada okudum, bugün de yüzlerce öğrenci burada okuyor demiştim, acı bir tebessümle. Şaşırmıştı. Kabul edememişti. Tez çalışmam vesilesiyle Batı Trakya’yı, Türk Azınlığı ve benim Yunanistan/AB vatandaşı bir Türk olduğumu biliyordu. Sanders’e ve onun gibi birçok Avrupalı dostuma en çok da Yunanistan’da Türk olmanın “sakıncalı” kabul edildiğini anlatmakta zorlanıyordum. Sırf isminde Türk kelimesi geçiyor diye kapatılan dernekleri, sayıları yüzbinleri bulan bir grup insanın kendini Türk etnik kimliği ile tanımlama hürriyetinin olmayışını anlamıyor, kabul etmek istemiyordu. 21. Yüzyılda bir AB ülkesinde böylesine ilkel/primitive uygulamalar demişti Sanders. Bu ilkel benzetmesini hiç unutmam.

    “Tüm bunlardan Brüksel’in haberi oluyor mu?” diye sormuştu. “Azınlık milletvekilleriniz var mı?” diye de eklemişti.

    Son günlerde zihnimi kurcalayan yegâne sorular bunlar.

    Peki gerçekten neredeydiler? Parti çizgisini azınlığa karşı kullananlar, parti içi bağlantılarını azınlığın problemlerini Avrupa Parlamentosuna taşımak için kullanmışlar mıydı hiç? Peki Avrupai yaşam ve düşünce felsefesini benimseyenler, AB’nin en kıdemli üyelerinden Yunanistan’da yaklaşık 600 öğrencinin tütün deposundan bozma bir okulda eğitim aldığını Brüksel’e duyurmuşlar mıydı hiç? İskeçe Azınlık Lisesi boykotlarında, Türk azınlığın seçtiği milletvekilleri oradayken, Avrupa Parlamentosu’ndaki siyasi grubu olanlar dahi DEB Partisi sayesinde destek vermişken, bugün azınlık öğrencileri üzerinden siyaset yapanlar neredeydiler?

    Peki, 2007 yılında vakıflar ve din öğretmenleri yasalarını tasarlayanların ilham kaynağı ilerici Türk azınlık mıydı yoksa kendi yazılı ifadeleriyle Türklükten istifa ettiğini belirtenler miydi?

    Avrupa değerlerini rehber edinenler, Avrupa demokrasisinin beşiğinde sayıları yüz binleri bulan bir toplumunun, Türk kimliğini kolektif olarak ifade edemediğini, Türk derneklerinin yasaklandığını, dahası spor ve taraftar derneklerine bile yaşama hakkı tanınmadığını Strazburg’da anlatmışlar mıydı?

    AB Fonları kethüdası gibi davrananlar Batı Trakya’nın Türk yerleşim yerleri ile Yunan yerleşim yerleri arasında AB parasıyla yaratılan ve çıplak gözle görülen gelişmişlik farkını bir kez dile getirebilmişler miydi? Peki önce milli fonlarla, şimdi de AB parasıyla Türk ahali ile Yunan ahali arasında oluşan ekonomik uçurumu hiç düşünmüşler miydi?

    Batı Trakya’daki haksızlıkları Sanders daha o zamanlar sorgulamış, kabullenmemiş ve Brüksel’de duyurulması gerektiğini söylemişti. Biz ise, son günlerde Brüksel’i bu gerçekleri duyurmak için değil de haksızlıkları meşrulaştırmak, muktediri aklamak ve Türk azınlık gençliğinin geleceğini ipotek altına almak için kullanmak isteyenleri görüyoruz.

    Üzülmüyor, endişelenmiyorum.

    Çünkü haklı ve çok güçlü bir sebebim var.

    Cumhuriyet Gençleri!

    Azra, Emre, Burak, Koray ve daha niceleri. Haksızlıklarla, hukuksuzluklarla, dikte edilenle birlikte mücadele edeceğimiz, demokrasi ve insan hakları ile çağdaş fikirler ve aydınlık yüzümüzle Batı Trakya’nın yarınını birlikte inşa edeceğimiz Cumhuriyet gençleri!

    Çünkü gördüm. Türk azınlığın büyük büyük koltuklara oturttuğu koca koca adamların söylemeye cesaret edemediği “Türküm” haykırışını 20’li yaşlarında olan o gözlerde! Çünkü bizler, kendinden ve aslından emin, şuurlu ve kimlik sahibi Batı Trakya Türk gençleriyiz. Menfaat uğruna değil, fişlenmek pahasına ne kimliğimizi ne ismimizi ne asırlardır yurt edindiğimiz toprakların ismini değiştirir ne de hakkımız olandan, onurlu bir yaşamdan vazgeçeriz.

    Bizlerin kolayca kimliğini, doğduğu yurdun ismini, üzerinde muktedir olana göre fikrini değiştirenden ilericilik adına öğreneceğimiz ne olabilir ki?

    Kemal Sunal filmlerinden fırlamış Maho Ağa karakterlerinden, muktedirlerin çizdiği ile sınırlı ideolojiden, haksızlık karşısında eğilip bükülenden aydınlık adına ne öğrenilebilir ki?

    Biz düşünen, sorgulayan, haksızlıklara karşı demokrasi, insan hakları ve çağdaş fikirleri ile mücadele eden Cumhuriyet gençleriyiz. Büyük büyük koltuklarda oturan koca koca adamların boyun eğdiğine biat etmeyiz.

    Herkes duysun, tarih yazsın!

    Biz Ali Kemallerin değil Mustafa Kemal Atatürk’ün izindeyiz.

     12 Kasım 2023

    Kerem Abdurahimoğlu 

    ©2017 Burasi Batı Trakya. Tüm Hakları Saklıdır.

    Please publish modules in offcanvas position.