19.12.2023
İki gündür düşünce ve sohbetlerimizi meşgul ediyor Spartalılar Partisi Milletvekili Sayın Vasilis Stigas’ın nefret dolu söylemi. Demokratik bir ülkenin meclisinde gerçekleşen böylesine ırkçı bir konuşma ister istemez insanın aklına pek çok soruyu getiriyor?
Birinci Soru: Acaba Sayın Stigas Yunan Anayasasına bağlılık yeminini hiçe mi sayıyor?
Çünkü: Anayasanın Bireysel ve Sosyal Hakları düzenleyen 2. Bölümünün 5. Madde 2. Paragrafı kısaca Yunanistan topraklarında yaşayan herkesin, ırk, dil, din farkı gözetilmeksizin onurlu bir şekilde yaşam hakkından bahsetmektedir. Dolayısıyla Sayın Stigas Meclisteki tutumuyla Anayasa’nın 5. Maddesi 2. Paragrafını tanımadığını göstermektedir. Bireysel ve sosyal hakları düzenleyen başka maddelerde var tabiki, mesela: 11 Madde toplanma özgürlüğünü, 12. Madde dernekleşme özgürlüğünü, 13. Madde din ve vicdan özgürlüğünü, 14. Madde ifade özgürlüğünü belirtmektedir. Batı Trakya Türk Azınlığı da Yunan Anayasası’ndan kaynaklanan temel hakları bağlamında Türk kimliğini ifade etmekte özgürdür, eğer bu memleket demokratik bir memleket ise.
İkinci Soru: Acaba Sayın Stigas Yunan Devlet yetkililerinin İstanbul Rumlarını ziyaret etmesinden neden rahatsız olmaktadır?
Bu soru, Türk Azınlık temsilcilerinin Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ve diğer Türk Devlet yetkilileriyle görüşmesinden rahatsız olan diğer milletvekilleri için de geçerlidir. Çünkü: İstanbul Rumları ve Batı Trakya Türkleri birbirine mütekabil olarak yaşadıkları coğrafyalarda bırakılmışlardır. Bunu bilmemek, bunu reddetmek ya da manipülatif söylemlerle gerçeği çarpıtmak sadece cehalet olarak adlandırılabilir. Tabi sığınılacak bahane hemen “Lozan Barış Antlaşması Müslüman Azınlıktan bahsediyor” ifadesi. Evet, fakat Lozan Barış Antlaşması aynı zamanda “Gayri Müslim” azınlıklardan bahseder. Çok temel bir tarih bilgisidir.
Üçüncü Soru: Acaba Sayın Stigas Lozan Barış Antlaşması’nı imzalayan Yunan Devlet adamı Eleftherios Venizelos’u red mi ediyor? Dolayısıyla Çağdaş Yunan tarihini de mi red ediyor?
Lozan Barış Antlaşması’nı imzalayan devlet adamları Batı Trakya Türkleri ve İstanbul Rumlarını hangi koşullarda bulundukları topraklarda bıraktıklarını tabiki Sayın Stigas’tan çok daha iyi bileceklerdir. Ki, müteveffa Venizelos 1932 yılında Makedonya-Trakya Yıllığı için kaleme aldığı makalede açıkça Batı Trakya ve Türk Azınlıktan bahsetmektedir. 90 yıl önce Batı Trakya Türkleri var olduğuna göre, bu toplum bugün buharlaşmış değildir. Yıllar içerisinde siyasi söylem değişikliğine gidilmesi ise tarihsel gerçekleri değiştiremez. Konuyla ilgili fotoğrafta görülen makaleden bir kesite bakılması yeterli olacaktır.
Bir son not olarak da merhum liderimiz Sadık Ahmet’in anısına yapılan saygısızlık üzerine... Dr. Sadık Ahmet Türktü, Batı Trakya’da yaşayan Azınlık Türktür. Bizler Türküz... Buna karar verecek olan Sayın Stigas değildir.
Pervin Hayrullah