BAKEŞ'E TEŞEKKÜRÂT

    BAKEŞ'E TEŞEKKÜRÂT

    20.12.2023

    Arada bir...

    Batı Trakya Azınlığı Kültür ve Eğitim Şirketi (BAKEŞ) tarafindan Gümülcine'deki Cris Eve Oteli'nde düzenlenen kitap tanıtımında konuşan Gümülcine S. Müftü Yardımcısı saygıdeğer Fehim Ahmet hocamız, konuşmasının girişgâh bölümünde bir çalışmanın kitaba

    dönüşünceye dek yaşanılan sıkıntılara vurgu yapmış ve azınlık genelinde kitaba karşı hakim olan yaklaşımı tahlil ederken serzenişli sözleriyle ezcümle demiştir ki;

    "Batı Trakya'da yazı yazmak zordur. Batı Trakya'da kitap yazmak zordur. Ama yazılan kitabı satmak daha da zordur. Bunu günlük hayatımızda sürekli yaşıyoruz...”

    Son yıllarda Batı Trakya, çok hızlı bir değişime ve gelişmeye sahne olmaktadır. Azınlığımızın bu gelişmelerden etkilenmemesi mümkün değil. Zaman içerisinde insanlarımızın değer yargılarının da değişeceğine ve bugün ürkütücü boyutlarda görünen kitap alma, okuma, yazma gibi sıkıntılarımızın ortadan kalkacağına inanmaktayım.

    Müftü yardımcımızın dile getirdiği tespitleri, müspet ve yapıcı manada tartışılması gereken bir konu olduğunu, bunun için de kendi içimizde otokritiğimizi yaparak bugünkü durumumuzun daha iyisini ve mükemmelini bulabilmek için yazarlarımızın harekete geçmelerinin artık zamanı geldiğini, hatta geçmekte olduğunu düşünüyorum.

    Bilinmelidir ki, toplumları geçmişi ve geleceğiyle buluşturan birçok özelliklerden biri de basın yayın faaliyetleridir. Bu tür çalışmalar bir yerde o toplumun arşividir. Gelecek kuşaklar için toplumun o dönemdeki sosyal yapısı hakkında bir vericidir.

    Kitap, insanlığın hem kişisel gelişimini hem de genel olarak uygarlaşmasını sağlayan en temel yapı taşlarından bir tanesidir. Ne var ki gerçekler böyle olduğu halde, Batı Trakya Türk Azınlığında kitap okuma oranının çok düşük olduğunu ifade etmek herhalde abartılı bir beyan olmasa gerek.

    Evet son yıllarda kitaplar yazılıyor ve de Batı Trakya Türkleri Kültür Eğitim Şirketi (BAKEŞ) tarafından basılıyor. Ama ne yazık ki, basılan bu kitaplar azınlığımız bireylerince ilgisizlik sonucu göz ardı ediliyor. İnşallah bu açığı yetişmekte olan üniversiteli gençlerimiz kapatacaktır.

    Kitap, yazılmış veya basılmış ve bir kabın içine dikilmiş kağıtların toplamı demektir. Kitaplar kucağımızda taşıdığımız bir bahçedir. Eğitimin, bilimin, sanatın temeli kitaba dayanır. Nice kitaplar vardır ki çok eski zamanlarda yazılmış olup bugün hâlâ günümüzde ilk günkü gibi değerini korumaktadır. Her insan onu alıp okur ve ondan kendine bir pay çıkarır.

    İnsanlar kitap okuyarak boş vakitlerini değerlendiriyorlar. Kitap okumak insanın ufkunu açar, hem dinlendirir, hem de bilgilendirir. Onun için hepimiz kitap okumalıyız

    Her insan kitap yazamaz ama her insan kitap okuyabilir. Hiç kitap okumayan insanların evinde bile çeşitli konularda onlarca kitap vardır. Her şehirde kütüphanelerin olması yetmez, gönül ister ki her azınlık köyünde ihtiyaca göre kütüphanelerin olmasıdır. İşbu keyfiyet giderek zaruret haline gelmiştir. Zira gençlerimiz kitap okumayan, yazmayan ve ünlü olmak için bambaşka yerlere doğru gittikleri sezinlenmektedir. İnancım odur ki, bunun önüne geçmek için bazı etkinlikler yapılmalıdır diye düşünüyorum.

    Kitabın; insanların yetişmesinde, gelişmesinde ve bilgi dağarcığının zenginleştirilmesinde bir hazine olduğu, insanlara okuma alışkanlığı kazandırmak ve kitap sevgisini arttırmak için tüm ülkelerde " Dünya Çocuk Kitapları Haftası" düzenlendiği hepimizin malûmudur. Tarihi kayıtlara göre bu haftanın kutlanmasını ilk kez 1917 yılında Amerikan izcilerinin kitaplık yöneticileri önermiş ve "Çocuk Kitaplık Haftası" 1919 yılından itibaren kutlanmaya başlanmıştır.

    Bugüne kadar 58 yayıma imza atan Batı Trakya Azınlığı Kültür ve Eğitim Şirketi - BAKEŞ, Türk yazarlara teşvik olmuş ve Türk dilini yaşatma çalışmaları günümüzde de devam etmektedir.

    Gönül ister ki bastırılan bu kitağlar Gümülcine veya İskeçe’de d,zenlenecek bir KİTAP FUARINDA kitapseverlerle buluşturulsun. Hatta yeni kitapların yazılmasını teşvik babında; Kiraz Festivali, Alantepe ve Seçek Yağlı Güreşleri gibi uzun soluklu etkinliklerde geniş bir stant açarak söz konusu kitapların tanıtımı, imza günü ve satışı yapılmalıdır. Ayrıca bu gibi durumlarda okurların yazarlarla buluşturulmasına da özen gösterilmelidir. Zira Azınlığımızda okuma oranının çok düşük olması, bu konuda katedilmesi gerek çok uzun bir yolun bulunduğunu , bu eksikliğin giderilmesi

    için de çeşitli etkinliklerin düzenlenmesi daha bir önem arz etmektedir. İnancım odur ki, bu tür kitap fuarlarıyla okuma alışkanlıkları hız kazanarak kitap sevgisinin yerleşmesine ve halka yayılmasına vesile olacağıdır. Kitap fuarının ve stantın yayın dünyasına ve okurlara katkısı dikkate alınarak bu tür organizasyonların gerçekleştirilmesine çalışılmalıdır diye düşünüyorum.

    Kitap kültür zenginliğidir. Kitap okuyan insanla okumayan bir olmaz. Yalnız insanın bir kitabı okuması için o kitabı sevmesi gerekir. Kitapsız yaşamak kör, sağır ve dilsiz yaşamaktır. Kitaplar bize bilmediklerimizi öğretir, görmediğimiz yerleri tanıtır. Doğruyu bulmamıza yardım eder, dünyamızı güzelleştirir. Dünyada hiçbir dost, insana kitaptan daha yakın değildir. Kitaplar bilime giden yoldur.

    Okuduğumuz kitaplar bilgilerimizi arttırır. Bizi dünyadaki gelişmelerden, değişmelerden haberdar eder. Gençlik artık kitap okumayan, yazmayan ve ünlü olmak için bambaşka yerlere gider hale gelmiştir.

    Bu nedenle azınlık olarak bizlerin de, çocuklarımıza hayata ilk adımlarını atmaya başladıkları andan itibaren kitap sevgisini kazandırmaya çalışmamız gerekmektedir. Gerçekten de çocuğa kitabı tanıtıp sevdirecek ilk çevre, aile çevresi, anne ve baba, dede ve ninelerdir. Bu konuda dikkat edilecek bir husus söz konusu çevrenin daima güler yüzle davranmasıdır. Çünkü, insani ilişkilerin ve toplumsal bağların güçlenmesinde güler yüzlü olmak son derece önemlidir.

    Bir başka deyişle çocuğumuzun kitap okuma alışkanlığını kazanabilmesi için, her akşam yatmadan önce ona kısa hikayeler, masallar ve ilgisini çekecek bölümler okuyarak, kitaba karşı ilgi duymasını sağlamış oluruz. Hele odasında çocuğumuza ait küçük bir kitaplık oluşturursak hem kişiliğinin gelişmesine, hem de kitaba karşı sevgisinin artmasına yardımcı olur. Kitaplar çocuğumuzun, hoşlanacağı ve gelişimine uygun seçilmeli, çocuğun psikolojik ve fiziksel gelişimine uygun olmalıdır. Atalarımızın "Ağaç yaş iken eğilir" sözü bu uygulamada tam yerine oturmaktadır.

    Eğer kitap okuma alışkanlığını ailemize, çevremize kısacası her yere yaymak istiyorsak bu konuda örnek davranışlar sergilememiz gerekmektedir. Evde çocuklarımızla, tatilde her gittiğimiz yerde kitabımızı yanımızda götürmüş olsak; kitaba karşı duyguların bugünkünden daha iyi konuma geleceği kesindir.

    Keza kitap okuma alışkanlığını çocuklarımıza aşılamak için evvel emirde kitap okuma ortamlarını hazırlamak, var olanlarını gerektiği şekilde dizayn etme zaruretinin altını çizmek isterim.

    Diğer taraftan düzenlenecek ödüllü kitap okuma kampanyasıyla öğrencilerimize okumanın önemini anlatmanın yanı sıra, kitap okuma sayesinde öğrencilerin öz güvenlerinin arttırılması da sağlanacaktır. Böylece okuma kültürünü kazanmış her azınlık öğrencisi için öğrenme keyifli bir etkinlik haline gelecektir.

    Hiç şüphesiz çocuklar toplumların yarınları için bir temel unsur, insan neslinin geleceğinin teminatı, güvencesidir. Aile ve toplum olarak büyük ümitler bağlanmaktadır. Bu büyük ümitlerin eğitilip yetiştirilmesinde başlıca unsur, hiç şüphesiz kitaptır. Bu bakımdan okul öncesinde kitaba alıştırılan çocuk, çoğunlukla okuma alışkanlığını kazanmakta, sonra düzenli ve başarılı bir eğitim hayatı geçirmektedir.

    Sözün özü, azınlık olarak çocuklarımıza töre ve geleneklerimizi, ahlâki ve manevi değerlere saygıyı aşılayan, kültürümüzü kazandıracak kitapları dikkat ve itina ile seçmeliyiz. Bilmeliyiz ki, kitap okumak insanın ufkunu açar, hem dinlendirir, hem de bilgilendirir.

    Son olarak yıllardır azınlık gazete ve dergilerinde yayımlanmış köşe yazılarımı bir kitap halinde uygun olacağı fikirlerimi destekleyerek ol kitabın hazırlanmasında gayretlerini esirgemeyen Rodop Rüzgârı dergisi sahibi ve başyazarı Sayın İbrahim Baltalı’ya en kalbi şükranlarımı arz ederim.

    Kitabımın basımına öncülük eden ve daha geniş okuyucu/araştırmacı kitlesine ulaşması imkanını sağülayan bakeş Başkanı Sayın Hüseyin Bostancı ve Yönetim Kurulu üyelerine, Genel Müdür Pervin Hayrullah’a, Sekreter Özcan Mehmet’e teşekkürlerimi sunarım.

    ©2017 Burasi Batı Trakya. Tüm Hakları Saklıdır.

    Please publish modules in offcanvas position.