Sevgili okuyucular yeni bir sayı ile daha karşınızdayız. Geçen aylar içerisinde ülkemiz Yunanistan ikinci defa seçim heyecanı yaşadı. Ülkede iktidar değişti ve koalisyonlar dönemi başladı. Batı Trakya Türkleri de bu seçimden başarıyla çıktılar. İskeçe’den SİRİZA partisinden Hüseyin Zeybek, Rodop ilinden de yine SİRİZA partisinden Ayhan Karayusuf ve PASOK partisinden Ahmet Hacıosman milletvekili seçildiler. Böylece Türk Azınlık nüfusu oranına göre Yunanistan Meclisi’nde temsil hakkını elde etmiş oldu. Seçimin belki de en olumsuz yanı ise Evros-Meriç bölgesinde yaşayan soydaşlarımızın yine parti listelerinden aday gösterilememeleri oldu; adaylık için başvuruda olanların olmasına rağmen! Demek ki burada bazı tabular hala yıkılamamış!
Geçmişe dönük seçim sonuçlarına bakıldığında Ahmet Hacıosman dördüncü defa halkın oylarıyla parlamentoya gitmektedir. Ancak rekor Hacıosman’da değil! Batı Trakya Türklerinde 1923 Lozan Anlaşması’ndan bu yana yapılan seçimlerde en çok milletvekili seçilenler ise Gümülcine’den Yusuf Hasanoğlu (Molla) ve İskeçe’den de Osman Nuri Fettahoğlu dır. Bu iki şahıs toplam 6 defa milletvekili seçildi. Yine Gümülcine’den Müderris Hafız Galip ile Osman Üstüner 5 defa parlamentoya seçildiler. 4 defa seçilenler arasında ise Hasan Hatipoğlu, Mustafa Ağa ve Ahmet Hacıosman yer almaktadır. Daha ayrıntılı sonuçlar dergimizin sayfaları arasında yer almaktadır.
Yukarıdaki tarihi bilgilerden sonra gelelim bugünkü duruma. Yeni hükümetten halkın beklentileri çok büyük. Milletvekillerini de çok önemli görevler beklemektedir. Türklerin oylarıyla seçilen milletvekillerinin çözmesi gereken klasik Azınlık sorunlarının yanı sıra ekonomiye yönelik girişimlerde de bulunmaları kaçınılmazdır.
Ancak milletvekillerinin yeni dönemde belediyeler ve Eyalet Meclisi üyeleri ile çok sıkı işbirliğine girmeleri gerekmektedir. Belediyelerin yeniden yapılanma sürecinde milletvekillerine çok önemli görevler düşmektedir. Özellikle Batı Trakya’daki Azınlık belediyelerinin bir dizi sorunlarının yanında, halkın kültürel, sosyal yönüne de eğilmeleri gerekmektedir. Bu maalesef yıllarca hep ihmal edildi. Azınlık belediyelerinin bölge halkının kültürüne yönelik ayırdıkları bütçe ne yazık ki hep yok denecek kadar az oldu! Binlerce öğrencinin yer aldığı Azınlık belediyelerinde hala bir kütüphane yok! Yeni inşa edilen Azınlık belediyelerinde bir konferans salonu yok! Yine Azınlık belediyelerinin hiç birinde gençlik merkezleri yok! Ne yazık ki Azınlık belediyeleri bugüne kadar rutin belediyecilik faaliyetlerinin dışına çıkamadılar.
Yeni seçilen milletvekillerine belediyelerin bu tür faaliyetlerine öncülük etmeleri onlar için bir fırsat olabilir. Halkın arzusu da bu yöndedir. Ancak o zaman bu topraklardaki köklerimizi koruyabilir ve geliştirebiliriz.